Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekaî bugün düzenlediği haftalık basın toplantısında, geçtiğimiz hafta bölgedeki gelişmelerin ve uluslararası atmosferin diplomatik hareketlilikle sürdüğünü ifade ederek "Gazze ve Batı Şeria’da soykırım devam etmekte; İsrail’in, üzerinde anlaşıldığı iddia edilen ateşkesi fiilen yok saydığına şahit olmaya devam ediyoruz. Savunmasız Filistin halkına, hastanelere, doktorlara ve kalan az sayıdaki altyapıya saldırılar sürüyor. Gazeteciler, Siyonist rejimin sürekli hedeflerinden biri olmaya devam ediyor ve bu suçlar, BM Güvenlik Konseyi ve ilgili kurumların sessizliğiyle sürdürülüyor. Lübnan’da ateşkes ihlalleri, Suriye ve Yemen'e yönelik saldırılar da devam ediyor; tüm bunları hukuksuzluk olarak kınadık." açıklamasında bulundu.
İRNA muhabirinin, ikinci tur görüşmelerin yeri hakkında çıkan tahminler ve son olarak İtalya'nın adının geçmesiyle ilgili sorusunu yanıtlayan Bekaî, ayrıca ilk turun dolaylı şekilde gerçekleştiğini ve ilk adım için kabul edilebilir sonuçlar doğurduğunu belirterek, görüşme şeklinin değiştirilip değiştirilmediği sorusuna ise "Görüşmelerin gelişimi hakkında şeffaf ve profesyonelce bilgilendirme yaptık. Tüm medya organlarına doğru haberleri yaymadaki iş birliği ve profesyonellikleri için teşekkür ediyorum. Sayın Bakan da görüşmeler sonrası yaptığı kısa açıklamada, müzakerelerin Umman dışında bir yerde yapılacağını ifade etti. Görüşmenin yeri önemli değil; önemli olan İran ve ABD arasındaki etkileşim çerçevesi ve şeklinin değişmemesi. Müzakereler yine Umman’ın arabuluculuğunda dolaylı olarak sürdürülecek." yanıtını verdi.
Bekaî ayrıca, görüşmenin yeriyle ilgili olarak gerekli düzenlemelerin Umman tarafından yapılacağını ve iyi ev sahiplikleri için kendilerine teşekkür ettiklerini ve" Umman tarafının resmi görüşü açıklandıktan sonra müzakere yeri belirlenecek ve kamuoyuyla paylaşılacaktır." dedi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, doğrudan müzakere yapılmayacağını çünkü bunun etkili ve faydalı olmadığını vurgulayarak "Bir taraf, tehdit dili ve zor kullanma yaklaşımında ısrar ettiği sürece, doğrudan müzakere ne faydalıdır, ne İran İslam Cumhuriyeti gibi bir taraf için kabul edilebilir, ne de sonuç doğurabilir." açıklamasında bulundu.
Bekaî, İran'ın nükleer konudaki Çin ve Rusya ile iş birliği hakkında yöneltilen bir soruya" Nükleer Anlaşma (KOEP), Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin bir kararına bağlı olan hukuki bir belge olarak hâlâ geçerli bir anlaşmadır. Biz, KOEP ve 2231 sayılı BMGK kararı çerçevesinde, anlaşmanın tüm üyeleriyle istişare ve iş birliğimizi sürdüreceğiz. Bu iş birliklerinin faydalı olacağına inanıyoruz."yanıtını verdi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Bakan Irakçi'nin önümüzdeki günlerde Rusya'ya bir ziyaret gerçekleştireceği ile ilgili olarak "Daha önce planlandığı üzere, Dışişleri Bakanı bu haftanın sonlarında Rusya’ya bir ziyaret gerçekleştirecek ve bu fırsat, Maskat’ta yapılan görüşmelerle ilgili son gelişmeleri değerlendirmek için kullanılacaktır." bilgisini paylaştı.
Bekaî ayrıca, Rusya Devlet Duması’nda İran-Rusya Kapsamlı Stratejik Anlaşması’nın güçlendirilmesine dair bir soruya da "Söz konusu kapsamlı stratejik anlaşmanın meclis onayı sürecinin tamamlanması ve uygulanması, Dışişleri Bakanlığı’nın öncelikleri arasındadır. Bu yasa tasarısı Dışişleri Bakanlığı tarafından hazırlanmış ve Bakanlar Kurulu’na gönderilmiştir. Süreç başlamış olup, umarız kısa bir süre içinde meclise nihai onay için sunulur ve ardından Anayasa Koruyucular Konseyi'ne gönderilir." yanıtını verdi.
Bekaî "İran ile ABD arasındaki müzakere ve olası bir anlaşma, bölgede huzurun sağlanmasına yol açar mı?" sorusuna
"Bölgedeki huzursuzluğun temel nedeni, İsrail gibi son derece yıkıcı bir aktördür. Bu istikrarsızlık, işgal altındaki Filistin topraklarında devam eden soykırım ve katliamdan kaynaklanmaktadır. İsrail, Birleşmiş Milletler tarafından ırkçı apartheid rejimi olarak tanınan tek yapıdır. Hâlihazırda iki ülkenin topraklarını işgal eden ve günlük olarak onların toprak bütünlüğünü ihlal eden tek oluşumdur. Sekiz on yıldır bölgenin bir kısmını işgal etmiş olan bu yapı, ne yazık ki Batılı tarafların görmezden geldiği, ancak bölgedeki bütün güvensizlik ve huzursuzlukların kök sebebidir. Batılı aktörler bu gerçeği kabul etmek yerine, hep yanlış adres gösteriyorlar." yanıtını verdi.
Dışişleri Sözcüsü, Expo 2025 etkinliği ve İran-Afrika Ekonomi Forumu hakkında ise" Bu Expo, İran’ın potansiyellerini göstermek açısından çok önemli bir etkinliktir ve Nisan ayının son haftasında düzenlenecektir. Aynı zamanda, İran-Afrika Ekonomik Forumu da gerçekleştirilecektir. Çok sayıda Afrika ülkesi bu etkinliğe katılım için hazır olduklarını bildirmiştir. Biz de Afrika ile olan ilişkilerimizin potansiyelini tespit etmeye kararlıyız." yanıtını verdi.
Bekaî, İran-ABD müzakerelerinin İran’ın Direniş Ekseni'ne (mihver-i mukavemet) desteğini etkileyip etkilemeyeceği sorusunu "İran ve ABD arasındaki müzakerelerin konusu sadece yaptırımların kaldırılması ve nükleer meseledir; başka hiçbir konu müzakere gündeminde yer almamaktadır." şeklinde yanıt verdi.
Avrupa’nın İran’a yönelik olumsuz tutumuna ve olası yeni yaptırımlara ilişkin olarak Bekaî "İran’daki yargı süreçlerine dair olumsuz anlam yükleme çabaları kabul edilemez. Avrupalı taraflar, insan haklarına dair kendi tekelci yaklaşımlarıyla başkalarını yargılamaya kalkıyor ve yaptırım uygulamaya çalışıyorlar. Bu yaptırımlar hukuka aykırıdır ve biz bunları yapıcı bulmuyoruz." cevabını verdi.
Bekaî, Hollanda’da Kur’an-ı Kerim’e yönelik gerçekleştirilen saygısızlığa da sert tepki göstererek "Bu tür eylemler daha önce de bazı Avrupa ülkelerinde yaşandı ve İslam ülkelerinde ciddi sorunlara yol açtı. Bu gibi hareketler ifade özgürlüğünün yanlış yorumlanmasıdır. Müslümanların ve diğer tüm dinlerin kutsallarına yapılan hakaret kabul edilemez ve ifade özgürlüğü adı altında mazur gösterilmemelidir. Biz bu eylemi kınıyoruz ve Hollanda’nın bunu ciddiyetle takip etmesini bekliyoruz. Bu durum normalleştirilmemeli ve özgürlük adı altında serbest bırakılmamalıdır." açıklamasında bulundu.
yorumunuz