ABD seçimlerine 40 gün kala anketlerde Demokrat rakibinden geride olan Trump, bugünlerde bu geriye düşmüşlüğü bir kazanımla doldurmaya çalışıyor. 4 yıl önceki seçimlerde de kısa bir farkla Hillary Clinton'u yenen Trump bu defa da aynı koşullarla yüz yüze kamıştır. ABD'nin iç durumu korona salgını ve işletmelerin kapanması nedeniyle kötüleştiği için Trump, ekonomik durumu değiştirmek için fazla şansa sahip değildir. Bu açıdan dış politika takımı ile birlikte dış poliyika alanında bir kazanım elde etmeye çalışmaktadır. Bazı Arap liderleri İsrail rejimi ile ilişkilerini normalleştirmeye davet etmesinden İran'ı dayatılmış bir anlaşmaya varmak için tehdit etmesine kadar bütün eylemleri bu doğrultuda değerlendirilebilir.
Trump yönetimi ile İsrail rejimi, İran'a ekonomik, siyasi ve güvenlik baskıyı artırmak için elinden geleni yaptığı bu koşullarda, İran Dışişleri Bakanığı ABD'nin komplolarını defalarca atlatmış ve ABD'nin istediği İran'a karşı bir bloğun oluşturulmasının önüne geçmiştir. Bu konu da Trump'ı çaresizliğin zirvesinde İran'ı tehdit etmeye yöneltmiştir.
Trump 5 yıl önce daha önceki seçim kampanyasında İran'la yapılan anlaşmadan çekileceğini ve yeni bir anlaşmaya varacağını dile getirdi. Ancak Nükleer Anlaşma'dan çekilerek büyük ekonomik baskılar ve maksimum baskı politikasını devreye koymasına rağmen İran'ı ABD'nin ilkesiz koşullarda oturmaya zorlamaya çalıştığı görüşme masasına oturtamamıştır. Trump yönetimi İran'ın nükleer dosyadaki saydam ve samimi duruşuna rağmen, İran'ı kendi isteklerine boyun eğmesi için ülkemize yönelik hezimete uğradığı kanıtlanan zor ve tehdit politikasını uygulamaya devam etmektedir.
ABD seçimlerine 40 gün kala Trump İran'ı tehdit eerek görüşme masasına itmeyi hedefliyor. Trump 25 Eylül günü Florida'da Latin kökenli seçmenlere hitaben yaptığı konuşmada, İran ile Venezuela'nın ABD ile görüşmeyi talep ettiklerine işaret ederek, '3 Kasım seçimlerine kadar bekleyeceğim ve ondan sonra bu iki ülke ile anlaşma koşullarını daha da zorlaştıracağım. Bir yıl önce bir seçeneğinizin olduğunu söyledim: Ya şimdi ya da seçimlerden sonra görüşmeye başlayın. Seçimlerden sonra daha zor bir anlaşma olacaktır' dedi.
Bunlara rağmen Demokrat adayı Joe Biden 13 Eylül'de Trump'ın İran ile ilgili yaklaşımının ABD çıkarlarına hizmet etmediğini belirterek, ABD'nin Nükleer Anlaşma'ya geri dönerek İran'la görüşmenin zeminini hazırlayabileceğini söyledi.
Trump seçim kampanyasındaki konuşmaları onun İran'la anlaşmaya varma konusundaki başarısızlığını örtbas etmeye çalıştığını ve öte yandan İran'ı tehdit ederek görüşme masasına itmeye çalıştığını gözler önüne sermektedir. İranlı diplomat ve yetkililer ise ABD'nin Nükleer Anlaşma'ya geri gelmesi halinde görüşmelere başlayacaklarını vurgulamışlardır. Uluslararası arenada normal diplomasi biliminden yoksun Trump yönetimi, zorbalıkla kendi işini sürdürübileceğini sanmaktadır.
ABD Başkanı son aylarda İran Nükleer Anlaşması'nı başkanlık seçimleri öncesi ortadan kaldırmak için elinden geleni yaparak bunu anti İran seçmenleri nezdinde bir başarı gibi lanse etmeye çalıştı. Şimdi e İran'ı tehdit etmek ve İran'la anlaşma konusunda yaygara koparmakla Trump'ın karşılaştığı birçok krizde kafaları karıştırmaya çalışmaktadır.
Ancak BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in de ifade ettiği gibi, 'Ülkeler Nükleer Anlaşma'nın korunması için her imkanı değerlendirmelidir. Bu çok boyutlu diplomasinin zaferi anlamına gelmekyedir. Bana göre, bu anlaşmaya üye ülkeler, anlaşmanın korunması için elinden geleni yapmalıdır'.
Trump yönetiminin tetik mekanizmasını aktifleştierek ABD Dışişleri Bakanı Pompeo'nun yaptırımları geri getirildiğine ynelik tek taraflı çıkışı ise Nükleer Anlaşma'nın diğer ülkelerce gözden düşmesine neden olmadığı gibi, bu anlaşmaya bağlı kaldıklarını ifade ederek ABD'nin daha da izole olmasına neden olmuşlardır.
Gerçek şu ki Trump yönetimindeki ABD dış politikasının büyük kısmı, tansiyona neden olmaktadır. Trump yönetimi çıkarları sağlanana kadar uluslararası diplomasi ve yasalara bağlı kalmaktadır. ABD, İran'la görüşmek için Nükleer Anlaşma'ya dönemli ve kesinlikle Nükleer Anlaşma, gelecekte olası anlaşmaların temelini oluşturacaktır. Bu açıdan Trump İran'ı tehdit ederek kendi saygınlığını her geçen gün daha da zedelemektedir.
Twitter'da Takip Ediniz. @Irna_Turkish
yorumunuz