Farabi kimdir ve nasıl Müslümanların düşünce dünyasını etkilemiştir?

Farabi İslam felsefesinde öne çıkan en önemli isimlerden biridir. İslam felsefesinin kurucusu olarak kabul edilen bu İranlı filozofu tanımak günümüz İslam düşüncesini anlamak için göz ardı edilemez bir gerekliliktir.

Farabi İslam felsefesinde öne çıkan filozofların başında yer almaktadır. Bilindiği üzere İslam felsefesi geleneğinde el-Kindi bu düşünce geleneğinin ilk filozofu olarak kabul edilir. Ancak İslam felsefesinin kurucusu Fârâbi’dir. Farabi mahiyetin tanımı başta olmak üzere derin felsefi meselelerdeki yenilikleriyle antik Yunan felsefe geleneğiyle İslam ve İslam düşüncesi arasındaki çelişki ve uyumsuzlukları ortadan kaldırarak tam anlamıyla İslam felsefesi geleneğini kurmuş oldu.

Öte yandan Farabi’nin siyaset alanındaki teorileri bu filozofun İslam felsefesi geleneğindeki önemini daha belirgin kılmaktadır. Soyut kavramlar ve meselelerle sınırlı kalmayan Farabi inşa etmiş olduğu metafizik sistemi üzerine siyaset nazariyesini de dikerek İslam felsefesi düşüncesinde önemli bir kapı aralamıştır.

Farabi Kimdir?

Ebu-Nasr Fârâbi İslam dünyasının en önemli filozoflarından ve bilim insanlarındandır. Felsefe, mantık, matematik, biyoloji ve musiki de önemli çalışmalar yapmış olan Farabi aynı zamanda Platon ve Aristo’nun düşüncelerinin batı dünyasında anlaşılması konusunda da önemli bir rol oynamıştır.

Farabi, tarihsel süreç içinde belirgin bir şekilde öne çıkan filozoflardan biridir. Etkisi, ondan sonraki düşünürler üzerinde derin ve kalıcı olmuştur. Onun düşünceleri, İslam medeniyetinin gelişimine zemin hazırlayan unsurları içermektedir. Farabi ve onun felsefesi, İslam dünyasının ilerlemesine temel teşkil etmiştir. Farabi'nin temel endişesi, din ile felsefe arasındaki bağlantı ve birleşimi sağlamaktı; inandığı üzere İslam düşüncesi ve felsefe arasında bir çelişki söz konusu değildir. Farabi’ye göre İslam dini ve felsefe arasındaki yüzeysel çelişkiler yine farklı felsefi yorumlar ile çözülebilir yüzeysel fenomenlere aittir. Dolayısıyla kendi felsefesinde İslam ve felsefeyi özdeşleştirerek bir sistem kurar ve bu vesileyle İslam felsefesinin kurucu sayılır.

Farabi kimdir

"İkinci Öğretmen" (el-Muallimü’s Sâni), "İslam Felsefesinin Kurucusu" ve "Yunan mantığını İslam dünyasına taşıyan kişi" gibi unvanlar, tarih boyunca düşünce dünyasında Farabi'ye atfedilmiştir. Farabi'nin akademik ve felsefi etkisi o kadar büyük olmuştur ki, birçok tefsir ve biyografi yazarı, onu İslam dünyasının en büyük filozoflarından biri olarak tanımlamıştır ve bazı batılı tarihçilere göre, İbn Sina'dan daha büyük bir filozoftur. Ancak, bu büyüklüğü oluşturan en önemli etkenlerden biri, din ve felsefe arasındaki bağlantıyı güçlendirmeye yönelik çabaları ve Yunan felsefesini İslam dünyasına başarıyla entegre etme çabasıdır.

Farabi, İslam dünyasındaki bilim ve felsefenin ilerlemesine öncülük etmekle kalmamış, aynı zamanda İslam dünyasının kültürel zenginliğini artırmıştır. Onun eserleri, ahlaki konular, devlet yönetimi, müzik ve matematik gibi geniş bir yelpazede meseleleri kapsamaktadır.

Farabi'nin Hayatı

Farabi'nin hayatına dair detaylar, genellikle tarih kaynakları ve onun eserleri üzerinden ele alınır.

Ebu-Nasr Fârâbi'nin doğduğu yer "Vesiç" adlı bir köydü ve bu köy,"Fârâb"ın yakınında bulunmaktaydı. Bu nedenle, bu bilge filozof hayatı boyunca "Fârâbî" olarak anıldı. Fârâb Seyhun nehrine yakın büyük bir şehrin adı idi.

Farabi'nin gençlik yıllarındaki eğitimi hakkındaki bilgiler sınırlıdır, ancak babası ve büyükbabası, "Sâmânîler" hükümetinde yüksek rütbeli askeri makama sahipti, bu da genç Farabi'nin eğitim koşullarının uygun olduğu anlamına gelir. Bazı araştırmacılar, Farabi'nin bilimsel ve felsefi çalışmalarının "Merv" şehrinde başladığını düşünmektedir. Çünkü o dönemde "Merv", dini ve felsefi tartışmaların merkezi olarak bilinirdi. Ayrıca o dönemde bu şehirde donanımlı öğretmenler bulunmaktaydı. Farabi'nin bu şehre olan yakınlığı, burada eğitim almasının mantıklı bir seçenek olduğunu gösteriyor. Diğer bazı belgeler ve tarihi kaynaklar da bu iddiayı desteklemekte, ancak kesin bilgi olarak kabul edilen şey, onun "Bağdat" şehrinde eğitim aldığı ve "Yûhannâ bin Hayyân"dan ders aldığı gerçeğidir.

Farabi bir süre yargıçlık yaptı, ancak felsefe ve diğer meselelere olan ilgisi nedeniyle bu görevden ayrıldı ve 40 yaşlarında  “Bağdat" şehrine gitti. "Bağdat"ta mantık ve felsefe derslerini o dönemin önde gelen hocalarından aldı ve özellikle Aristo'nun eserlerine ilgi duydu. İslam dünyası geleneğinde Aristo’dan sonra Farabi’ye “İkinci muallim” lakabının verilmesi de Farabi’nin Aristo’ya duyduğu ilgiyle ilişkilendirilir. Farabi bu dönemde matematik, ilahiyat, kimya, askeri bilimler, musiki ve tıp alanlarında da bilgisini artırdı.

Ayrıca okumanızı tavsiye ederiz: İbn-i Sina Kimdir? 

Farabi, Bağdat'ta geleneksel İslamî bilimlerin yanı sıra Arapça, fıkıh ve kelam gibi alanlarda güçlü bir temel edindi. Ancak, gerçek anlamda derinlemesine mantık ve felsefe öğrenmek amacıyla, o dönemin öne çıkan hocalarının derslerine katılmak için "Yuhanna"nın ders halkasına katıldı. Farabi bir süre sonra  Yuhanna’nın özel öğrencilerinden biri haline geldi ve bütün mantık ve felsefe eğitimini hocasından aldı. Bu genç filozof, eğitimini tamamladıktan sonra öğretmeninin tavsiyesi üzerine "Harran" ve "Konstantinopolis"e bir seyahat düzenledi ve orada yaklaşık sekiz yıl boyunca antik Yunan ve Roma bilimlerini, matematikten metafizik konularına kadar geniş bir yelpazede öğrendi.Böylece tüm matematik bilim dallarında eğitimini tamamlamış oldu.

Genç Farabi, Yunanistan yolculuğundan sonra ikinci kez Bağdat’a döndü. O  yaklaşık ömrünün 20 yılını İslam hükümetinin başkentinde geçirdi. Bu dönemde, belki de Farabi'nin bilimsel yaşamındaki en önemli dönem başlamış oldu ve en fazla eserini bu yirmi yıllık süreçte yazdı. Bağdat'ta mevcut ilmi geleneklerden ötürü Bağdat'ın en büyük hocası olan "Yunus bin Matta"nın derslerine katıldı. Ancak kısa bir süre sonra Bağdat başta olmak üzere tüm İslam topraklarında büyük bir alim olarak ün saldı.

Farabi Bağdat'ta yaklaşık yirmi yıl öğrenim ve öğretim dönemini ardında bıraktıktan sonra Bağdat'taki siyasi ve mezhepsel anlaşmazlık ortamını bilimsel çalışmaları için uygun bulmadı veya belki de siyasi görüşleri Bağdat hükümetinin uygulamalarıyla örtüşmediğinden dolayı Bu şehri tek edip "Şam" şehrine gitti.

Şam'daki sakin atmosfer pek uzun sürmedi. Henüz iki yıl geçmemişken, Şam'ın huzuru da bozuldu ve şehir, siyasi çatışmalar ve dış saldırıların sahnesine dönüştü. Farabi bu kez de Şam'ı terk ederek Mısır'a gitti ve neredeyse altı yıl boyunca orada kaldı.  Farabi'nin Mısır'daki ikametiyle ilgili ayrıntılı bilgiye sahip değiliz, ancak kesin olan, bu süre zarfında da kitap yazmaya ve bilimsel konularda derinleşmeye devam ettiğidir.


338 Hicri yılında, Şam'da hükümet değişikliği yaşanıp Hamdaniler iktidara geldikten sonra, Farabi ikinci kez Şam'a döndü. Hayatının son yılını Şam’da geçiren Farabi Bu süre zarfında, Şam'ın ilim severhükümdarı "Seyfüddevle el-Hamdânî"ın desteğini aldı. Farabi "Seyfüddevle”nin bilim insanları halkasında bulunan en ünlü bilim insanıydı.

Farabi, 339 Hicri yılında, yani 80 yaşında, vefat etti.

Farabi kimdir ve nasıl Müslümanların düşünce dünyasını etkilemiştir?

Farabi'nin Eserleri

Farabi'nin farklı konuda yazdığı risaleler çok sayıda olsa da, günümüzde elimize ulaşan eserlerinin hacmi fazla değildir. Aslında, 19. yüzyıldan önce Farabi'nin eserlerini toplamak için bir çaba gösterilmemiş ve çoğu, Latince ve İbranice'ye çevrildikten sonra şu anda Avrupa kütüphanelerinde saklanmaktadır. Farabi'nin eserlerinin çoğu mantık ve felsefe alanındadır. Farabi’nin önemli eserlerinden bazıları "Ara-i ehlü’l Medineti’l Fazıla", "Fi’l Akıl" ve "Tahsilü’l Saadet" adlı eserlerdir.


 

Ayrıca Şeyh Şihabüddin Sühreverdi hakkında bilgi edinmek için tıklayın: "Sühreverdi, İşrak felsefesinin kurucusu"

Farabi tıp hariç neredeyse tüm bilim dallarında risale veya kitap yazmıştır.  "Ebu Nasr Farabi” Aristo’dan kalan eserlerin çoğuna şerh yazmıştır. Aynı zamanda Aristo’nun "İskenderani Şarihler"in aksine, Platon'un görüşlerini savunmaya çalışmıştır. "El-Cem' Beyn Rayi'l-Hakîmeyn" adlı kitabında, Aristo ve Platon'un kavramları arasında ortak noktalar bulmaya çalıştı ve her iki düşüncenin kökeninin ortak ve vahye dayalı olduğunu ifade etti. Farabi, matematik, müzik ve psikoloji gibi alanlarda da önemli kitaplar yazmıştır. Ayrıca, tüm bilimleri bir araya getirme çabasıyla "El-İhsa'u fi İlm al-Ulûm" adlı kitabını yazmıştır. Bu nedenle, onu bir ansiklopedi üretmeye çalışan ilk Müslüman bilim insanıolarak görmek de mümkündür.

1 Persons

İlgili haberler

yorumunuz

You are replying to: .