Amerika’nın Princeton Üniversitesi araştırmacılarından de biri olan Musaviyan “Charlie Hebdo dergisine ve Yahudi mağazasına yönelik saldırı, Hz.Muhammed’e (sav) yönelik hakaret içerikli karikatürler yüzünden meydana geldi. Dünyadaki tüm Müslümanlar bu olaya sebebiyet verenleri kafir diye niteledi. Bu saldırılar, dünyada öfkeye neden oldu ve birkaç ülkenin lideri Paris’e giderek, bir milyon kişinin katıldığı yürüyüşe katıldılar.” dedi.
BM Genel Sekreterinin Paris’teki son terör olaylarıyla ilgili sözlerine işaret eden Musaviyan “Fransa tarihinin en büyük yürüyüşüne katılan yetkililerin oluşumu ilginçti çünkü katılan ülkelerin birçok lideri, özgürlükler ve insan hakları konusunda devletlerinin geçmişi karanlıktı.” dedi.
Siyonist rejim Başbakanı Netanyahu’nun da bu yürüyüşe katıldığına değinen Musaviyan “Netanyahu, protestocuların ilk sırasında yer aldı halbuki İsrail, 2014 yazında Tel Aviv’in Gazze saldırısında bölgede olan birçok gazeteci hedef alınarak katledildi. Bu büyük gösteri, İslam dünyasındaki birçok terör saldırıları karşısında Batı liderlerinin sessizliğiyle çelişiyordu. Dünya, Fransa’da ölenler için yas tutarken Boko Haram örgütü Nijerya’nın kuzeyinde 200’den fazla sivili katletti. Yemen’de de el Kaide 16 kız öğrencinin ölümüyle sonuçlanan iki bombalama eylemini üstlendi. Bunlara rağmen Batılı hiçbir lider, bu olayların kurbanlarını desteklemek için gösteri düzenlemedi.” dedi.
Musaviyan şöyle konuştu:”Charlie Hebdo bu saldırıları bahane etti ve ifade özgürlüğü bahanesiyle sonraki sayısının kapağında Hz.Muhammed’in karikatürünü yayınladı ve bir kez daha Müslümanları öfkelendirdi. İslami Eğitilere göre Hz.Muhammed’e hakaret etmek,Hz. Musa,Hz.İsa veya başka bir peygambere ihanet etmektir. Bu arada asıl konu ifade özgürlüğü değil aksine kutsal değerlere yönelik hakaretleri önemsememektir.”
İran İslam Cumhuriyeti eski diplomatı Seyyid Hüseyin Musaviyan, Charlie Hebdo dergisinin İslam peygamberine yönelik hakaretinin, Batı’nın ifade özgürlüğü savunması bahanesiyle son komplosu olduğuna işaret ederek, bu olayın nihaî kazananın IŞİD gibi teröristler ve radikal gruplar olduğunu belirtti.