İslam Devrimi Lideri Ayetullah Hamaney, Hz. Fatıma Zehra'nın (sa) doğum günü ve Ulusal Kadınlar Günü münasebetiyle bu sabah düzenlenen törende, Suriye'deki Siyonist rejimin hareketlerine değinerek " Siyonist rejim, Suriye üzerinden Hizbullah'ı kuşatmaya hazırlandığını sanıyor ama kökü kazılacak olan İsrail'dir." dedi.
Direniş cephesinin zayıflamasıyla ilgili düşman cephesinin algılarına işaret eden Ayetullah Hamaney "Amerika ve Siyonist rejimin ve bazı müttefiklerinin direnişin bittiğini düşünmesi tamamen yanlıştır." ifadesine dikkat çekerek " Seyyid Hasan Nasrallah ve Sinvar'ın bedenleri gitti ama düşünceleri kaldı ve yolları devam ediyor. Gazze'ye her gün saldırı yapılıyor, (halk) şehit oluyorlar. Hala ayaktalar ve direniyorlar. Lübnan direniyor." vurgusunda bulundu.
İslam Devrimi Lideri,binlerce kadın ve genç kızı kabul ettiği görüşmede "Sosyal iletişim açısından kadın ve erkeklerin sınırlamaları vardır. Bu, İslam'ın üzerinde durduğu özelliklerden biridir. Bugün Batı'da var olan bu ahlaksızlıklar her zaman olan bir şey değil, yenidir. Belki iki yüzyıl önce, üç yüzyıl önce, bir insan 18. yüzyıla, 19. yüzyıla ilişkin bazı kitapları, bazı romanları okuduğunda, Avrupalı kadınların tasvirlerini orada görüyor ve bugün Batılılar arasında mevcut olmayan birçok sınırlamaların olduğunu anlıyor. İslam bu sınırlamalara dayanıyor, tesettür, iffet, bakış meselelerine dayanıyor." açıklamasında bulundu.
Batılıların kadın meselesindeki samimiyetsizliklerine dair Devrim Lideri'nden bir örnek:
Kadının özgürlük ve bağımsızlık şiarıyla ucuz iş gücünden faydalanmak:
İslam Devrimi Lideri bu görüşmede şu hatırlatmada bulundu;
Dünyanın her köşesinde farklı gruplar, çeşitli motivasyonlar ve yönelimlerle kadın meselesini tartışır ve bu konuda konuşurlar. Bu kadın meselesinde de dünya kapitalistleri ve siyasetçileri - ki bu siyasetçiler de kapitalistlere dayanıyor - yaşam tarzının her alanında olduğu gibi müdahalede bulunuyorlar.
Peki motivasyon nedir? Motivasyon, siyasi ve sömürgeci bir el uzatmadır. Daha fazla müdahale, nüfuz alanlarını genişletme ve hâkimiyet sağlama amacıyla adım atıyorlar. Bu aslında suçlu ve yozlaştırıcı niyetlerini felsefi, teorik ve insancıl bir görünüm altında gizliyorlar. Bu, bugün dünyaya hâkim olan Batılı kapitalistlerin samimiyetsizliğidir.
Bunun bir örneği, yaklaşık bir asır önce sözde kadının özgürlüğü ve mali bağımsızlığı tartışmalarını gündeme getirmeleridir. Görünüşte güzel bir konuydu: kadının mali bağımsızlığa sahip olması ve özgürleşmesi. Ama asıl niyet neydi? Asıl niyet, fabrikalarının iş gücüne olan ihtiyacıydı. Erkek işçiler yeterli değildi; kadınları da iş gücüne katmak istiyorlardı, üstelik erkeklerden daha düşük ücretle çalıştırarak.
Bunu insancıl bir kılıf altında, kadınların mali bağımsızlığa ve özgürlüğe kavuşması, evden çıkabilmesi gibi sloganlarla gizlediler.
yorumunuz