ABD'nin Dış İlişkiler Konseyi düşünce kuruluşunun kıdemli araştırmacılarından Ray Takeyh ve eski CIA ajanı Reuel Marc Gerecht, Foreign Affairs dergisinde İran'ın Çin ve Rusya ile ilişkilerindeki gelişmeye değinen ortak bir makale yayınladı Makalede, Washington'un gücünün ve etkisinin azalmasıyla eş zamanlı olarak Moskova ve Pekin, liberal düzene meydan okumaya ve İranlı yetkililer ile görüşmeye ve Tahran'a geniş askeri ve ekonomik yardım sağlamaya karar verdiği ifadeleri yer aldı.
Ayrıca makalede " Çin, İran'a ABD yaptırımlarına dayanıklı bir ticaret ve ileri teknoloji sağladı, Rusya da İran'ın askeri kuvvetlerinin modernizasyonunda yardımcı oldu. Sonuç olarak Tahran artık ekonomik çöküşten korkmuyor ve diplomatik olarak Pekin, Moskova ile İslam Cumhuriyeti'nin izolasyonuna son veren bir üçgen oluşturdu" ifadeleri yer aldı.
Makalenin devamında İran'ın 21. yüzyılın ilk on yılında hala yalnız kaldığını iddia edilerek " Bu yüzyılın ikinci on yılının başlarında uluslararası olaylar onun lehine gelişmeye başladı. Irak'ta ABD'li işgalcilerle yüzleşmek, bu ülkenin Batı Asya'daki gücünün analiz edilmesine yol açmış ve ABD'de savaş karşıtı ruhun gelişmesi, Barack Obama'nın başkanlık seçimlerini kazanmasıyla sonuçlanmıştır" denildi.
Ayrıca makalede "Kapsamlı Ortak Eylem Planı'nın sadece İran'da yerli zenginleştirmeye yeşil ışık vermekle kalmadı, aynı zamanda bu anlaşmanın uygulanmasından 15 yıl sonra İran'ın endüstriyel zenginleşmesinin de önünü açtı. İran ekonomisinin sorunlarla boğuştuğu bir dönemde nükleer anlaşma bir yandan merhem olurken diğer yandan da hükümetin nükleer emellerine meşruiyet kazandırdı" ifadeleri yer aldı.
Makalenin son kısmında ise " İslam devriminin ana düşmanına karşı hayatta kalması İran lideri tarafından garanti edilecektir, ve Batı Asya'yı 44 yıllık çabanın ardından İran'ın hakim güç olacağı bir bölgeye dönüştürecektir" denildi.
yorumunuz