Mültecilerin üçüncü ülkelere zorla gönderilmesinin ve insan haklarından dem vuran ülkelerle sorumlu uluslararası kuruluşların buna karşı ölümcül sessizliğinin utanç verici ve mültecilerin haklarının açık ihlali olduğuna dikkati çeken Hatipzade, ''Yaşanmakta olan durum, İran'a karşı sistematik medya komplo ve tuzağının diğer yüzüdür. Londra'da İran karşıtı Farsça yayın yapan medya, İran'da hayatla ve Avrupa'da yaşamla gerçek dışı bir görüntü sunarak bazı İran vatandaşlarının tehlikeli bir iekilde yurt dışına çıkmalarına zemin sağlıyorlar'' diye konuştu.
Hatipzade konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Bu çok az sayıdaki kişinin kendilerine ve kendi vatanlarına yaptıkları zülme rağmen İran İslam Cumhuriyeti kendi egemenlik görevleri çerçevesinde buinsanların haklarının 1951 Anlaşması gereğince temin edilmesi gerektiğine vurgu yapıyor. Bu insanların üçüncü ülkelere gönderilmesi, mültecilerin uluslararası koruma rejiminin kalan kısmına da büyük darbe indirecek.
İran tüm ekonomik baskı ve sıkıntılara rağmen Afganistan dahil olmaküzere milyonlarca yabancı mülteciye ev sahipliği yapıyor. Maalesef bu insan haklarından dem vuran ülkeler, birkaç bin mülteci ve sığınmacıyı barındırma takatinde deği. Bu kişilerin çoğu bu ülkelerin sistematik kandırmacası ile avarelik tehlikesini kabul etmişlerdir''.
Twitter'da Takip Ediniz. @Irna_Turkish
yorumunuz