Karamollaoğlu, IRNA’ta yaptığı açıklamada, ‘’ ABD Başkanı Trump’ın tamamen keyfi olarak dünya Siyonizmin gönlünü hoş tutmak amacıyla ortaya koymuş olduğu yüz yılın anlaşması olsa olsa yüz yılın saçmalığı olur. Bu anlaşma evrensel hukuku tanımadığı gibi insan haklarını da tamamen rafa kaldırmaktadır. Lakin burada İslam ülkeleri olarak bu anlaşma ile ilgili süreci ve anlaşmanın amacını tam manası ile idrak etmek mecburiyetinde olduğumuz da ortadadır. ‘’ dedi.
Tarihsel sürecin dikkatlice incelemelisi ve safhalarını doğru değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Karamollağolu şöyle devam etti: ‘’Bakınız Siyonizm kendisine vaat edilmiş olarak gördüğü Arz-ı Mevud topraklarını ele geçirmek için uzun bir süredir çok ciddi sinsi planlar ortaya koymuştur ve hala koymaktadır. Bunun ilk adımını 1897 Basel’de Theodor Herzl’in düzenlediği Siyonist kongrede atmışlardır. Akabinde ise I. Dünya Savaşı ve Osmanlı’nın yıkılışı ile bölgede dengeler tamamen değişmiş, 1917’de Balfour Deklarasyonu ile Yahudi Devleti ifadesi kullanılarak ve Siyonizm bir merhale kat etmiştir. II. Dünya Savaşı yaşanmış, BM’lerin kurulmasının hemen ardından 1948’de İsrail Devleti adeta bir terör organizasyonu olarak İslam dünyasının kalbine bir hançer gibi saplanmıştır. Bu tarihten sonra İsrail insan hakları ve hukuk tanımaz işgalci tavrı ile topraklarını adım adım genişletmiştir. ‘’
Karamollaoğlu, ‘’1991 yılına gelindiğinde SSCB’nin çökmesi ile dünya tek kutuplu hale gelmiştir. Bu dönemde ABD hegemonyası altındaki NATO, “Düşmansız ideoloji yaşayamaz” düsturuna dayanarak kendisine düşman olarak İslam’ı belirlemiştir. Bu tarihten sonra İslam dünyasını şekillendiren yeni haritalar çizilmiş ve yeni sınırların belirlenmesi Büyük Ortadoğu Projesi olarak tanımlanmıştır. Bu değerlendirmemizin adeta ispatı gibi 11 Eylül 2001’de yaşanan hadiseler neticesinde dönemin ABD Başkanı Bush İslam ülkelerine karşı “Haçlı Seferi” ilan ettiğini bütün dünyaya duyurmuştur. Bu noktadan sonra Afganistan, Irak işgal edilmiş Libya, Suriye gibi ülkeler iç savaşın kıskacına sokulmuştur. ‘’ ifadesini kullandı.
Saadet Partisi Lideri, ‘’İşte bu tarihi süreç bize yüz yılın rezilliğinin geldiği noktayı göstermesi bakımından çok büyük önem taşımaktadır. Siyonizm adım adım bölgede emellerini gerçekleştirmek için çaba sarf etmektedir. Fakat “bedeli ne olursa olsun İnsanca ve Müslümanca yaşamanın haysiyetine talip olanlar” bunun karşısında durmaya devam edecekler ve bu planın gerçekleşmesine karşı var güçleri ile duracaklardır. Bu sebeple de bu anlaşma metni paçavra haline getirilip çöpe atılacaktır. ‘’ dedi.
Karamollaoğlu, ‘’Bu plan çok açık bir şekilde İslam dünyasının bir an evvel bir araya gelmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Bugün Kudüs için bütün kimliklerden sıyrılıp tek bir yürek olma günüdür. Bugün Kudüs için ihtilaflarımızı bir kenara bırakma ittifak etme günüdür. ‘’ diye konuştu.
‘’Moğollar Bağdat’a yürürken Hanbelî ve Şafi âlimleri kendi aralarında sert fıkhi tartışmalar yapıyordu. Fakat Moğollar Bağdat’ı tarumar edince Hanbeli, Şafi, Hanefi diye ayırt etmediler. ‘’ diyen Saadet Partisi Lideri, ‘’ Bugün tarih değil hatalar tekerrür ediyor. İslam dünyası içinde bulunduğu tartışmalardan sıyrılmalı Siyonizm’e karşı tek bir yürek olmayı başarmalıdır. Ya İslam Birliği kurulacak Sadece Müslümanlar değil bütün insanlar izzet içinde yaşayacaklar, ya da zillet içinde yaşamaya devam edecekler. Bugün atılması gereken en acil adımlardan birisi D-8’in canlandırılması ve Müslüman ülkeler arasındaki ticari, siyasi, askeri ve kültürel işbirliğinin kuvvetlendirilmesidir. Bunun akabinde İslam İşbirliği Teşkilatı gibi yapılar daha aktif bir hale getirilmelidir. Herkes yaklaşan tehlike karşısında uyanmalı ve bir an önce ayağa kalkmalıdır. ‘’ dedi.
Karamollaoğlu, ABD’nin ve Siyonizmin ipi ile kuyuya inilmeyeceğinin altınıçizerek, ‘’Bugün ABD ve İsrail ile stratejik müttefik olanlar yarın çok büyük pişmanlık duyarlar. Çünkü Siyonizm bütün bölgeyi yeniden şekillendirme ve kendi güvenliği için tehdit olan bütün unsurları ortanda kaldırmayı amaçlamaktadır. Bunun yanı sıra zayıflatılmış, güçsüz ve dışarıya muhtaç İslam ülkeleri meydana getirmek istenmektedir. Bu sebeple bugün ABD’nin ve İsrail’in müttefiki olanlar yarın ya inançlarından uzaklaşacaklar ya da büyük bir pişmanlık duyacaklardır. Bu sebeple biz bütün İslam ülkelerinin yaşanan olayları idrak etmesini ve ABD’nin İsrailin stratejik müttefik olmayacaklarını görmelerini temenni ediyoruz. ‘’ dedi.
Saadet Partisi Lideri, ‘’ Siyonizm’e karşı bir ortak cephe oluşturulacaksa ve bir mücadele ortaya konulacaksa yukarıda saydığımız hususlar dikkate alınmalıdır. İslam Birliği olmazsa olmazdır. İslam ülkeleri kendi iç işleyişinde hukuku üstün tutan, insan hakları ve fikir özgürlüğü gibi konularda örnek birer sistem inşa etmek mecburiyetindedirler. Aynı şekilde eğitimden, sağlığa; sanayiden, teknolojiye her alanda bütün ihtiyaçlarını kendilerinin ürettiği tıpkı 9-16. yy.’lar arasında olduğu gibi dünyanın gıpta ile baktığı bir düzen inşa etmelidirler.
İnanıyorum ki er yada geç İslam dünyası adil bir düzen tesis edecek ve dünyanın içinde bulunduğu bu kaostan mutlaka çıkaracaktır. ‘’ dedi.
Twitter'da Takip Ediniz. @Irna_Turkish
2012
yorumunuz