Tahran, İRNA - İran Dışişleri Bakanlığı Hukuki ve Uluslararası İşler Yardımcısı Kazım Garibabadi, Rafael Grossi’nin iddialarına yanıt vererek, “Niyet okuma, varsayımsal senaryolara dayalı bir şekilde, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Genel Direktörünün görevleri arasında değildir ve Ajans’ın tüzüğü ile ruhuna aykırıdır” dedi.  

Dışişleri Bakanlığı Hukuki ve Uluslararası İşler Yardımcısı Kazım Garibabadi, UAEA Genel Direktörü Rafael Grossi’nin son iddialarına tepki gösterdi. Garibabadi, sosyal medya platformu X'teki hesabında şunları yazdı:  

Rafael Grossi, İtalyan haber ajansı ANSA ile yaptığı röportajda, “İran, uranyumu askeri seviyeye yakın düzeyde zenginleştiriyor ve hızla nükleer silaha sahip bir ülke olma yolunda ilerliyor. KOEP (Kapsamlı Ortak Eylem Planı) artık geçerliliğini yitirmiş durumda ve İran'ın nükleer programının gerçeklerini dikkate alan yeni bir anlaşmaya ihtiyaç var” açıklamasında bulundu.  

Birincisi, bir uzman kuruluşun genel direktöründen beklenti, yalnızca Ajans denetçilerinin teknik raporları ve gerçeklere dayanarak konuşmasıdır. Varsayımsal senaryolara dayalı niyet okuma, Ajans Genel Direktörünün görev tanımına dahil değildir ve bu tür yaklaşımlar Ajans'ın tüzük ve ruhuna aykırıdır.  

İlkincisi, İran’ın nükleer programı, tamamen teknik ihtiyaçlarına uygun olarak geliştirilmekte ve Ajans’ın denetimi altında yürütülmektedir.  

Üçüncüsü, uluslararası belgelerde, ülkelerin barışçıl nükleer enerji kullanımı hakkı, yakıt döngüsü ve zenginleştirme dahil olmak üzere, tanınmaktadır. Genel Direktörün siyasi bir dille yaptığı açıklamalar bu gerçeği değiştiremez.  

Dördüncüsü, İran’ın zenginleştirme programı askeri bir hedef taşımamaktadır. Zenginleştirme düzeyine gelince, Ajans'ın denetimi altında olduğu ve barışçıl amaçlardan sapmadığı sürece, Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması’na (NPT) göre bir sınırlama söz konusu değildir.  

Son olarak, Grossi’nin açıklamalarında asla belirtilmeyen bir nokta da mevcut durumun asıl sebebidir: KOEP kapsamında karşı tarafların yükümlülüklerini yerine getirmemesi ve ABD’nin tek taraflı olarak bu anlaşmadan çekilmesidir.