Aşağıdaki makalede bu çatışmanın Lübnan Hizbullah hareketinin mı yoksa Siyonist rejimin mi lehine olduğuna dair kısa noktalara yer veriliyor.
Siyonist rejim başından beri ateşkesi, Hizbullah'ın yeniden yapılanma ve savaş gücünün çökmesi ve Lübnan'ın güneyinde önemli bir kara zaferi gibi stratejik hedeflerine ulaşmada bir başarısızlık olarak ilan etmişti; Dolayısıyla ateşkesin kabul edilme ilkesi, olayların bu aşamasında rejimin ciddi bir yenilgisi olarak değerlendiriliyor.
60 günlük geçici ateşkesin Lübnan Hizbullah hareketi için taktik açıdan kesinlikle daha faydalı olacağı ortada. İsrail son bir yılda silah temininde hiç sorun yaşamadı ve Amerikan silah depoları bu rejime hizmet verdi, silahlar birkaç günde bir yenilendi. Öte yandan yeni teçhizat alma ve kullanma konusunda ciddi kısıtlamalara sahip olan da Hizbullah hareketiydi.
Bu yüzden ateşkesin fırsatlarından birinin donatılıp yeniden inşa edilmesini düşünürsek Hizbullah daha fazla kazanç elde etti.
Siyonist rejim anlaşmanın güvenilir bir tarafı değil ve 2006 anlaşmasını 30 bin kezden fazla ihlal etti. Hizbullah da muhatabını iyi tanıdığı için önümüzdeki günleri gözleri açık ve parmakları tetikte geçirecek.
Ancak tüm bu değerlendirmelerle birlikte bir hipotezi göz ardı etmemek gerekiyor: Direniş ekseni belirli koşullar altında Lübnan'ın güneyindeki geçici ateşkesi Gazze'de ateşkes dayatmaya dönüştürebilir.
Hizbullah için nefes alma, daha hızlı ve daha güçlü yeniden yapılanma dönemi başladı ama hikayenin diğer tarafında İsrail rejimi aslında daha büyük bir psikolojik ve operasyonel çatışma aşamasına giriyor.
Ateşkes ilanının hemen ardından Siyonist rejimin siyasi figürleri Netanyahu'ya yönelik güçlü ve kapsamlı eleştirilere yöneldi ve çok sayıda anket işgal altındaki bölgelerde yaşayanların öfkesini ve başarısızlık duygusunu gösteriyor.