Kudüs Haber Ajansının yayınladığı rapora göre Siyonist rejim, son zamanlarda Lübnan ve İsrail arasındaki dolaylı müzakerelerin odak noktası olan karasularda, farklı bir sınır hattı uygulamaya çalışıyor.
Lübnan’ın karasuları sınırında kabul ettiği Kariş gaz sahası, deniz sınırının en güneydeki 29. hattın altına düşüyor. Birleşmiş Millet’ler (BM) ise daha kuzeyde yer alan 23. hattın karasuları sınırı olduğunu ve Kariş’in tamamen İsrail topraklarında yer aldığını iddia ediyor.
İsrail işgal rejimi ise haddini daha da aşıp, Lübnan'ı hem Kariş gaz sahasındaki karasulardan hem de Blok 9'daki enerji kaynaklarından mahrum bırakacak daha da kuzeyde yer alan hat 1’i talep ediyor.
Karish gaz sahasında bir çıkarma kulesi oluşturmak için özel olarak inşa edilen Avrupa menşeli Energean Power gemisinin tartışmalı sulara girişi, deniz sınırı anlaşmazlığı konusunda devam eden müzakerelerin tehlikeli bir ihlali olarak görülüyor.
İsrail N12 News'e göre, Demir Kubbe önleyicilerle donatılmış İsrail donanma gemileri ve denizaltılar, Lübnan direnişinin saldırılarına karşı olarak Energean Power gemisini koruyor.
Karasularındaki sorunla ilgili açıklama yapan Lübnan Cumhurbaşkanı Michel Aoun, "Güney deniz sınırlarının çizilmesi için müzakereler halen devam ediyor ve tartışmalı bölgedeki herhangi bir hareketlenme provokatif faaliyetleri ve düşmanca eylemleri doğurur” dedi.
Geçici Lübnan Başbakanı Necip Mikati de hareketi kınayarak, “Düşman İsrail’in, Lübnan'ın su zenginliğine el koyup, tartışmalı bölgelerde bir oldu bittiye mahal vermesi yeni bir krizin kapısını aralıyor. Bu son derece tehlikelidir ve akıl almaz gerilimlere neden olur” diye konuştu.
İşgalci rejimin bu eylemine Lübnan ordusundan emekli Tuğgeneral İlyas Ferhat’ta sert tepki gösterdi. Hükümetin, Lübnan'ın egemenliğini ve topraklarını koruma görevlerini yerine getiremediği noktada, Hizbullah’ın devreye girerek yanıt vereceğini vurgulayan Ferhat, sorumluluğun, bir sınır anlaşmazlığı çözülmeden önce sondaj yapmanın Lübnan'a karşı bir saldırganlık eylemi olduğunun çok iyi farkında olan ABD'li arabuluculara ait olduğunu söyledi.
Tartışmalı karasuları müzakerelerinin, ABD elçisi Amos Hochstein tarafından ABD'nin Beyrut Büyükelçisi Dorothy Shea'ya arabulucu rolü teklif etmesinin ardından askıya alınmıştı. Ne Hochstein ne de mevcut ABD Büyükelçisi Dorothy Shea tarafsız müzakereciler olarak kabul ediliyor. İsrail doğumlu Hochstein’in Akdeniz'deki kaynaklardan kâr elde etmeyi amaçlayan enerji endüstrisiyle bağları var. ABD'nin İsrail hükümetine yönelik kayırmacılığı göz önüne alındığında, ABD büyükelçisi de tarafsızlıktan yoksun. Dorothy Shea, geçmişte Lübnan'ın bağımsız karar alma süreçlerine müdahale etmekle biliniyor.
Öte yandan Hizbullah Yürütme Konseyi Başkanı Seyyid Haşim Safiyüddün, “Devletten istenenin sınır hatlarını ilan etmek olduğunu her zaman söyledik ve böylece Lübnanlılar ordusuyla ve direnişiyle haklarını korumak için bir araya gelebilir” ifadesini kullandı. Pazar günü düzenlenene bir etkinlikte Lübnanlılara bir araya gelip ayağa kalkma çağrısında bulunan Sefiyüddün, Lübnan’ın kendi kaynaklarını çıkarma kabiliyeti ve etkinliğine sahip olduğunu söyledi. Ayrıca Lübnan’ın kaynaklarını en güçlü şekilde direnişin gösterdiği yol ile koruyabileceğini belirtti.
Hizbullah Milletvekili (Milletvekili) Muhammed Raad ise, Lübnan devletini bir petrol sondaj şirketi ile sözleşme yapmaya çağırdı ve sondaj başladığında direnişin korumayı garanti edeceğini söyledi.
Hizbullah Genel Sekreteri Seyid Hasan Nasrallah da 20 Mayıs'ta yaptığı konuşmada, Lübnan devletini karasularındaki enerji kaynaklarını çıkarması için inisiyatif almaya davet etmişti.
Twitter'da Takip Ediniz. @Irna_Turkish