Tahran, İRNA- Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, İran'ın dış politikasının her zaman uluslararası kuruluşlara aktif katılım, çok taraflılık ve tek taraflılığa muhalefet üzerine kurulu olduğunu belirterek, Başta ekonomik alan olmak üzere ikili işbirliğinin artması, ŞİÖ'nün dünya ekonomisindeki stratejik rolünün güçlendirilmesi için önemli bir etkendir' dedi.

21. ŞİÖ Zirvesi'ne katılan liderlere ve yetkililere hitaben konuşma yapan Cumhurbaşkanı Reisi, 'Bu önemli ve etkili toplantıya katılmaktan duyduğumuz memnuniyeti ifade etmek isterim. Bölgesel düzeyde gerçek barış ve işbirliğini sağlamak ve diyalog için önemli fırsatlardan biri olan Şanghay İşbirliği Örgütü üyelerine İran'ın daimi üyeliğini kabul ettikleri için yürekten teşekkür ederim' diye belirtti.

Cumhurbaşkanı Reisi konuşmasını şöyle sürdürdü:

'Dünya yeni bir döneme girdi. Hegemonya ve tek taraflılık düşüyor. Uluslararası sistem, kutuplaşmaya ve gücün bağımsız devletler lehine yeniden dağıtılmasına doğru değişiyor. Şu anda dünya barışı ve güvenliği, terörizm, aşırıcılık ve ayrılıkçılık gibi hegemonya ve meydan okumalar tarafından tehdit ediliyor; Başta Şanghay İşbirliği Örgütü üyeleri ve ortakları olmak üzere dünya çapında çok çeşitli ülkeleri hedef alan tehditler göz önündedir.

İran, üç altyapı projesi arasındaki bağlantıdır. İran, Orta Asya ve Rusya'yı Hindistan'a bağlayan Kuzey-Güney Koridoru üzerinden Güney ve Kuzey Avrasya arasındaki bağlantı noktası olabilir. Kuzey-güney koridoru, "Büyük Avrasya" biçimindeki yakınlaşma altyapısını güçlendirebilir. Bir Kuşak Bir Yol Girişim Koridorlarından biri olan Çin-Orta Asya-Batı Asya Koridoru'nun güzergâhında bulunan İran, Doğu ile Batı Avrasya'yı birbirine bağlayabilir. Ayrıca, İran'daki büyük Çabahar limanı, birkaç İŞÖ üyesi ve komşu ülke için özel bir şekilde bir transfer merkezi olma kapasitesine sahiptir ve bu, üyelerin çabalarıyla Şanghay Örgütü'nün tüm üyelerinin işbirliğinin bir sembolü olabilir.

İran İslam Cumhuriyeti'nin dış politikası her zaman uluslararası kuruluşlara aktif katılım, çok taraflılık ve adalet, işbirliği, karşılıklı saygı ve uluslararası sorunlarda yapıcı bir rol oynama ihtiyacı temelinde tek taraflılığa karşı çıkma üzerine kurulmuştur.

Bugün uluslararası sistem, tek bir hükümetin tek başına çözemeyeceği birçok zorluk ve sorunla karşı karşıya. İlk zorluk, sadece dünya milletlerinin sağlığını hedef almakla kalmayıp aynı zamanda önemli ekonomik, siyasi ve güvenlik sonuçları olan korona salgınıdır. Başta Çin, Rusya ve Hindistan olmak üzere Şanghay İşbirliği Örgütü üyelerinin küresel aşılamaya yardımcı olma çabalarını takdir ediyor ve uluslararası işbirliği ruhuna katkıda bulunmalarını takdir ediyoruz.

Yaptırımlar veya ekonomik terörizm, hegemonların isteklerini başkalarına dayatmak için en önemli aracı haline gelen bir başka zorluktur. Yaptırımlar veya ekonomik terörizm, bölgesel entegrasyonu teşvik etmenin önündeki temel engellerdir. ŞİÖ'nün yaptırımlara toplu bir yanıt için yapılar ve mekanizmalar tasarlaması gerekir. Tek taraflı yaptırımlar tek bir ülke ile sınırlı olmayıp, son yıllarda netlik kazandığı gibi, başta Örgüt üyeleri olmak üzere daha bağımsız ülkeleri kapsamaktadır. Bu örgütlenme çerçevesinde tek taraflı yaptırımlarla toplu mücadele mekanizmaları tasarlamak önemli ve gereklidir.

Maalesef, ABD'nin Afganistan ve Irak'ta teröre karşı yirmi yıldan fazla süredir yürüttüğü dramatik mücadele, iki ülkenin kendi uluslarına güvenlik ve refah sağlama fırsatını kaybetmesine neden oldu. ABD bu başarısız modeli birkaç yıldır Suriye'ye ihraç ediyor. ABD'nin Suriye'deki askeri varlığı güvensizlik kaynağı. Afganistan'daki durumun sorumluluğu bu dönemde tamamen ABD ve müttefiklerine aittir. Ancak biz bölge ülkeleri, Afganistan halkının sorunlarını aşması için gerekli koşulları yaratmalı ve güvenli bir geleceğe giden yolu çizmeliyiz.

İran halkının barışçıl nükleer program alanındaki haklarını güvence altına almak, gelişmekte olan ülkelerin ortak çıkarlarının garantisidir. İran nükleer sisteminin uluslararası düzenlemeler çerçevesinde yürütülen barışçıl faaliyetlerini hiçbir şey durduramaz. Diplomasi, ülkelerin ulusal çıkarlarını güvence altına almanın yollarından biridir, ancak diplomasi, uygulamada tüm taraflar buna bağlı kaldığında etkilidir. Tehditler ve baskılar diplomasiyi zayıflatır. Maalesef bazı taraflar diplomasiyi kendi lehlerine tehdit ve baskı aracı olarak kullanabileceklerini düşünürken, bu hile ile diplomasiyi fiilen sahadan kaldırıp etkisiz hale getiriyorlar'.

Twitter'da Takip Ediniz. @Irna_Turkish