Cumhurbaşkanlığı Konferans Merkezi’nde düzenlenen “İmam Humeyni (ra) Alanındaki Aktivistler Toplantısı”nda konuşan Arif, bu ayın destanlarını ve önemli olaylarını anarak "Bugün, devrimimizin büyük kurucusu İmam Humeyni’nin (ra) şahsiyetinin hâlâ yeterince tanınmamış birçok yönü bulunmaktadır. Bu yönlerin anlaşılması ve açıklanması için yeterince ciddi çaba gösterilmemiştir. Bu nedenle İmam Humeyni’nin şahsiyetinin çeşitli boyutlarda daha derin ve detaylı şekilde açıklanması ve incelenmesi zaruridir." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı konuşmasının devamında "Eğer İmam’ın şahsiyetinin boyutları daha derin ve doğru bir şekilde ortaya konmuş olsaydı, bugün değerlerin hâkimiyeti ve İmam’ın liderliği altında şekillenen sistem daha güçlü ve kalıcı olabilirdi." açıklamasında bulundu.
Arif, İmam Humeyni’nin medeniyet vizyonuna da değinerek "İmam Humeyni, başından beri kültürü ana mesele olarak görüyordu. Bu kültür, insanı inşa eden, sorumluluk oluşturan ve anlam katan bir kültür olmalıydı. İmam’ın düşüncesinde hükümet bir amaç değil, araçtı. Onun hedeflediği medeniyet ise ahlaki ve manevi bir medeniyetti; öyle bir medeniyet ki güç, anlam, adalet ve insan onuruna hizmet eder." dedi.
Arif, İmam’ın bir diğer önemli özelliği olan kriz zamanlarında yönetme sanatına da işaret ederek "İmam sadece devrim döneminin lideri değil, zaferden sonra da savaş, iç çatışmalar, suikastlar ve uluslararası baskılar gibi peş peşe gelen krizlerin içinde devrim gemisini başarıyla yönetti. Onun kriz yönetimi; Allah’a tevekkül, uzmanlarla istişare ve zamanın gereklerini doğru analiz etme esasına dayanıyordu. Ne teslimiyetçi oldu ne de bağnazlığa saplandı." ifadelerini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı, İmam Humeyni’nin kadının İslami medeniyetteki yeriyle ilgili net görüşlerine işaret ederek "İmam Humeyni (ra), kadını İslami medeniyetin oluşumunda aktif ve imanlı bir unsur olarak görmekteydi. Ona göre kadın, sadece ailenin bir üyesi değil, toplumda ve İslam tarihinde etkili bir figürdü. Bu bakış açısı, dini geleneklere dayanmakta ve kadınların farklı alanlardaki aktif katılımının, İslami toplumun ilerlemesi ve sağlamlığının garantisi olduğunu savunmaktadır. Biz bu yaklaşımı daha derinlemesine incelemeli ve Müslüman kadının konumunu klişelerin ve yaygın sınırlamaların ötesine taşıyarak yeniden tanımlamalıyız." diye ekledi.
yorumunuz