Irakçi konuşmasının devamında "Karşı taraf nükleer tesislerimizi yok edebilecek güçte olsaydı, müzakereye ihtiyaç duymazdı. İran, silahlı kuvvetlerine dayanarak düşmanı askeri saldırıdan umutsuzluğa düşürmüş ve onu müzakere masasına oturtmuştur. İran’ın savunma gücü ve füzeleri, müzakereciye güç verir çünkü karşı tarafı askeri saldırıdan vazgeçirir." diye vurguladı.
Irakçi ayrıca "Eğer Amerikalılar İran’ı yaptırımlarla diz çöktürebilseydi, bunu sürdürürlerdi ve müzakereye oturmazlardı. Yaptırımlar halkı rahatsız etti ama İran’ı diz çöktürmedi. Eğer Amerika, 6 ay içinde bu maksimum baskı politikasıyla İran’ı diz çöktüreceğini bilseydi, asla müzakereye girmezdi. Nükleer ve bilimsel alandaki yetenek kazanımı, müzakerecinin masaya oturmasını mümkün kılmıştır." ifadelerini kullandı.
Dışişleri Bakanı, Amerikalıların çelişkili tutumlarıyla ilgili de "Müzakere taraflarının medyada açıkladığı şeyler, masada söyledikleriyle aynı olmak zorunda değildir. Bir medya savaşı yürütülüyor. Amerika ve hükümet yetkililerinden çok sayıda çelişkili ve zıt açıklamalar duyuyoruz. Bu, Washington’daki odak eksikliğinden mi kaynaklanıyor yoksa bir müzakere tarzı mı, bu sıkça sorulan bir sorudur. Ancak İran’ın tarzı bu değildir. İran, temel ilke ve tutumlarında kararlılıkla durmaktadır." dedi.
İran’ın baş müzakerecisi ayrıca
"Halkımızın nükleer alandaki haklarının savunulması – zenginleştirme dâhil – bizim temel ilkelerimizdendir. Ne medyada ne de müzakere masasında bu haklardan vazgeçmeyiz. Bu, İran halkının hakkıdır ve kimse bunu inkâr edemez. Süreç hakkında şeffaflık olabilir ama hiçbir nükleer tesis kaldırılmayacaktır." vurgusunda bulundu.
yorumunuz