Milstein, İsrail'in şu anda doğru karar veremediği bir gerçeklikle karşı karşıya olduğunu belirterek, savaşın devam etmesi durumunda esirlerin serbest bırakılmasının mümkün olmadığını, öte yandan bu rejimin Gazze Şeridi’ni tamamen işgal etme kapasitesi konusunda iç tartışmaların arttığını vurguladı.
Ayrıca, Hamas'ın resmî cevabının savaş sona ermeden ve İsrail ordusu Gazze'den tamamen çekilmeden herhangi bir anlaşmayı kabul etmeyeceği yönünde olması, siyasi liderlerin savaşı sürdürme seçeneğini daha kolay tercih etmesine yol açtı. Bu bağlamda İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Hamas’ın yok edilmesini, Gazze’nin tamamen işgalini ve Trump’ın zorunlu göç planının uygulanmasını talep ederek bu şekilde esirlerin serbest kalabileceğini savundu. Ancak çoğu Siyonist bu iddiayı reddediyor ve hem "Gazze’nin işgali" hem de "esirlerin serbest bırakılması" hedeflerine aynı anda ulaşmanın imkânsız olduğunu biliyor.
Milstein, İsrail’in şimdiye dek Gazze Şeridi'nin %40’ından fazlasını ele geçirdiğini iddia etse de, bunun tam kontrol anlamına gelmediğini yazdı.
Analizinde “İsrail, savaşın kapsamını genişletmeye çalışırken iki büyük zorlukla karşı karşıya: Biri yoğun şehir bölgelerine girmek ki bu durumda Hamas güçlü bir savaş kampanyası yürüterek İsrail’i mağlup edebilir; diğeri ise Gazze halkı üzerindeki tam kontrolü sağlamak, yani tamamen yıkılmış bir bölgede iki milyon düşmana askeri yönetim dayatmak ve hizmet sunmaktır. Bu durum, gerilla savaşları ve Filistinlilerin yeni saldırı tehditlerini beraberinde getirecektir.” ifadelerine yer verdi.
Milstein, Netanyahu’nun Gazze’de savaşı genişletme yönündeki tek taraflı kararlarını da eleştirerek “Bu karmaşık savaş ortamında Netanyahu halkı stratejik hedefleri konusunda bilgilendirmiyor. Oysa bu mesele gizli tutulmamalı. Eğer Netanyahu’nun amacı Gazze’yi işgal etmekse, halkın bu savaşın genişlemesine dair farkındalığı şarttır.” dedi.
yorumunuz