Protestocular, Erdoğan hükümetinin, İmamoğlu'nu "yolsuzluk ve terör örgütleriyle bağlantı" suçlamasıyla tutuklamasının, aslında 2028 Türkiye Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde en güçlü rakiplerinden birini "saf dışı" bırakmaya yönelik siyasi bir hamle olduğunu savunuyor.
Buna karşın, Erdoğan ve Adalet ve Kalkınma Partisi, ülke içindeki gelişmelere müdahale ettikleri suçlamalarını reddederek, belediye başkanının tutuklanmasının hukuki bir mesele olduğunu, siyasi bir durum olmadığını belirtiyor.
Ekrem İmamoğlu, diğer bazı tanınmış siyasetçilerle birlikte, 29 Şubat'ta polisinin evine düzenlediği baskınla tutuklandı. İmamoğlu'nun kısa süre içinde Türkiye'nin gelecek Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olarak açıklanması bekleniyordu.
Gösteriler devam ederken, hükümet, tüm ülkede dört gün süresince gösteri yapılmasını yasakladı ve protestocular için bazı yolları kapatarak sınırlamalar getirdi.
Perşembe günü, Türk polisinin, "Erdoğan istifa et" diye bağıran protestoculara gözyaşı bombası ve plastik mermi ile müdahale ettiği bildirildi.
Associated Press'e göre, polis, bir grubun Taksim Meydanı'na doğru ilerlemek için engelleri aşma çabalarını engelledi ve onları dağıtmak için biber gazı kullandı. Ankara'da ise polis, şehrin önde gelen üniversitelerinden biri olan Orta Doğu Teknik Üniversitesi'ndeki protestoları dağıtmak için gözyaşı gazı ve tazyikli su araçları kullandı.
İçişleri Bakanlığı, İstanbul'daki protestolarda altı polis memurunun yaralandığını açıkladı.
Belediye binası önündeki gösteride, tutuklanan belediye başkanının partisinin lideri Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, parti destekçilerine, haklarını talep etmek için sokağa çıkmalarını ancak şiddete başvurmamalarını çağrısında bulundu.
Bu tutuklama, aynı zamanda Türkiye'nin mali piyasalarına büyük bir şok etkisi yaptı ve çarşamba günü işlemler geçici olarak durdurularak hisse senetlerinde panik satışlarını engellenmeye çalışıldı.
yorumunuz