Gazeteci Gürkan Demir'in İRNA röportajı: Trump silah zoruyla istediğini yapabileceğini düşünüyor ama karşısında ona karşı koyabilecek güçler var

Tahran, İRNA - Gazeteci Gürkan Demir: Trump’ın ortaya koyduğu planlar, İsrail'in Gazze'deki başarısızlıklarının ardından yeni bir strateji arayışının göstergesidir. Trump’ın politikaları, Netanyahu'nun başarısızlıklarını örtbas etme çabasının bir parçasıdır.

İran’da bulunan Türk gazeteci Gürkan Demir, İRNA muhabiriyle yaptığı röportajda, Donald Trump’ın son dönemde gündeme getirdiği tartışmalı plan hakkında değerlendirmelerde bulundu. Demir, Trump’ın bu planının bölgedeki dengeleri nasıl etkileyebileceği, İran’ın bu plana karşı tutumu ve bölge ülkelerinin olası tepkileri konusunda açıklamalarda bulundu.

Muhabir: Trump'ın planı, Filistinlilerin soykırım politikasının devamı değil midir?

Demir: En sonda söyleyeceğimi en başta söylemeliyim: Gazze ABD askerlerine mezar olacak. Filistin halkına dünya tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir zulüm uygulanıyor. Soykırım, ulusal, etnik, ırksal ya da dinî bir grubu tamamen ya da kısmen yok etmek amacıyla işlenen eylemleri ifade eder. ABD destekli İsrail’in Gazze’de yaptıkları da tam bu tanıma uymaktadır. Ancak Siyonist İsrail ve ABD emperyalizmi 75 yılı aşkındır başarıya ulaşamadıkları soykırım politikasına bundan sonra da ulaşamayacak. Gazze’yi yerle yeksan ettiler ama Hamas’ı ve Filistinlileri yok etmeyi başaramadılar. Esir takaslarında Hamas, hala ne kadar güçlü olduğunu tüm dünyaya bir kez daha gösterdi. 

Muhabir: Birçok entelektüel ve analist, Trump'ın planını, bir halkın kendi atalarının topraklarında yok edilmesinin somut örneği olarak tanımladı. Bu konuda sizin görüşünüz nedir?

Demir: Filistin halkı tarihsel ve kültürel bağlarından koparılmak istenmektedir. Ancak Filistin halkı tıpkı bir çınar ağacı gibi kök salmıştır. Filistin toprakları her karışında zeytin yetiştirdiği gibi kahramanlar yetiştirmektedir. Bu kahramanlar canlarını ortaya koyarak Trump’ın hedeflerine geçit vermeyecektir. Bir halkı, ülkesini terk etmeye zorlamak, uluslararası hukuka uymamaktadır. 75 yıldır bütün uluslararası hukuku ayaklar altına alan ABD şimdi de Filistin topraklarına göz dikmiştir. Bu hırsızlıktır, gasptır, caniliktir. Filistinlileri yok etmeye çalışanların yok edileceği bir dönemin içine girdik. 

Muhabir: Bazı anketlere göre, Amerikalıların yarısından fazlası, Trump'ın Filistinlilerin zorla yerinden edilmesi planına karşı. Birçok uzman, bu adımı, Gazze'deki on altı aylık savaşta hedeflerine ulaşamayan Netanyahu hükümetine Trump'ın desteği olarak değerlendiriyor. Sizce bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Demir: Trump’ın ortaya koyduğu planlar, İsrail'in Gazze'deki başarısızlıklarının ardından yeni bir strateji arayışının göstergesidir. Trump’ın politikaları, Netanyahu'nun başarısızlıklarını örtbas etme çabasının bir parçasıdır. 16 aylık savaş ve öncesinde Filistin halkının direncini kırmak istediler ama tam tersine onların iradesi ve direnme kuvveti daha da güçlendi. Biden döneminde ABD sokakları Filistin bayraklarıyla donatılmış, hatta ABD Kongre binasının içine kadar uzanan Filistin’e destek eylemleri yapılmıştı. Amerikan üniversitelerinde öğrenciler ve akademisyenler ayağa kalmış, ABD yönetiminin baskısı ve polisinin şiddetli saldırılarına rağmen bu protestolar günlerce sürmüştü. Trump’ın son dönemde ortaya koyduğu tavra karşı benzer sürecin yeniden başlaması kaçınılmazdır. 

Muhabir: Görüşme yapılan kişinin, bazı Arap ülkelerinin Trump'ınbu planına nasıl destek verdiği ve bu Arap ülkelerinin Filistin halkına yaptıkları ihaneti nasıl değerlendirdiği hakkında görüşü nedir? Trump'ın, Gazze savaşı ile unutulmuş olan İsrail'in Arap ülkeleriyle ilişkilerini normalleştirme çabası hakkında ne düşünüyorsunuz?

Demir: Arap ülkeleri büyük bir sınavla karşı karşıyadır. Onların güvenliği de Filistin devletinin güvenliğinden geçmektedir. Eğer Filistin düşerse onların da hayatta kalma şansı azalacaktır. Bu süreç bir domino etkisi yaratacaktır. Bazı Arap devletlerinin yöneticileri Filistin davasına sıkı sıkıya sarılmazsa halklarının onları alaşağı etmesi kaçınılmazdır. Eğer iktidarlarını ve ülkelerini korumak istiyorlarsa Filistin’e sahip çıkmaları, ABD-İsrail komplolarına karşı net bir tavır almaları gerekiyor. Zira İsrail, sadece Filistin topraklarının işgaliyle durmayacaktır. Gözü bölgedeki bütün devletlerin topraklarında ve egemenliğindedir. Trump bugün “Gazzelileri, Mısır ve Ürdün alsın” diyor, gelecekte ise “Ürdün ve Mısırlıları Suudi Arabistan ve BAE alsın” diyecektir. Arap ülkelerinin İsrail ile anlaşma ve ilişkileri normalleştirmesi anlaşmaları ise 7 Ekim Aksa Tufanı ile birlikte yırtılıp atılmıştır. O defter kapanmıştır. Ülke yöneticileri İsrail ile normalleşme peşine düşse de halkları karşılarına dikilecektir. ABD’nin ipiyle kuyuya inilmemesi gerektiğini daha önce birçok ülke tecrübe etti. Son olarak bunu Ukrayna tecrübe ediyor. Arap ülkeleri de bunu mutlaka dikkate almalıdır. 

Muhabir: Filistin meselesinin en iyi çözümü nedir? Netanyahusavaşta hedeflerine ulaşabildi mi?

Demir: Netanyahu, “Hamas’ı bitireceğim” dedi, Hamas güçlenmeye devam ediyor. Netanyahu, “Askeri saldırılarla esirleri geri getireceğim” dedi, bitiremediği Hamas ile anlaşma yapmak ve onların şartlarını kabul etmek zorunda kaldı. Bunun gibi çok sayıda Netanyahu’nun başarısızlığına örnek verebiliriz. Milyarlarca dolar zarara uğrayan İsrail, toplumsal, ekonomik, iktisadi ve askeri anlamda bir çöküşün içine girdi. İşgal topraklarında günlerce İsrailliler Netanyahu’yu protesto etti ve etmeye de devam ediyor. Netanyahu Uluslararası Ceza Mahkemesinde sanık sandalyesine oturtuldu. İsrail devletinin soykırımcılığı tescillendi. Gazze’nin yanı sıra Günay Lübnan ve Yemen cephesi karşısında İsrail ve Netanyahu büyük acizliğin içine düştü. ABD başta olmak üzere kimi Avrupa ülkesi İsrail’e desteğe koştu. Ama buna rağmen hedeflerine ulaşamadılar. Direnişin üst düzey liderlerinin şehit edilmesi Hamas’ı bitirmez, çünkü direniş saflarında onlarca Yahya Sinvar, İsmail Heniyye, Hasan Nasrallah var.  Filistin meselesinin çözümü için öncelikle olarak direnişin kesintisiz ve kararlı bir şekilde devam etmesi gerekmektedir. Başta Arap ülkeleri olmak üzere, ABD’nin hedefinde olan Türkiye, İran, Rusya, Çin gibi ülkelerin daha fazla rol üstlenmesi gerekmektedir. Trump silah zoruyla istediğini yapabileceğini düşünüyor ama karşısında ona karşı koyabilecek güçler var. Silah, silahla bastırılır. Bölge ülkelerinin silah arkadaşlığı yapması gereken koşullar içindeyiz. Suriye’de PKK/PYD’nin bitirilmesi, Doğu Akdeniz’de ABD’ye karşı güç göstermek, Lübnan’ın yeniden inşasının hızlıca yapılması, tam bağımsız, özgür Filistin devleti için önemlidir.

İlgili haberler

yorumunuz

You are replying to: .