İsmail Bekaî bu sabah düzenlediği basın toplantısında, Jake Sullivan'ın ülkemizin nükleer tesislerine yönelik düşmanca ifadelerine tepki göstererek "Bu konu defalarca tekrarlanmış olup hukuki açıdan zora başvurma tehdidinin BM Şartı'nın ihlali olduğu ve barışçıl nükleer tesislere yönelik bu tehdidin uluslararası barış ve güvenliğe yönelik bir tehdit olarak değerlendirildiği ve Güvenlik Konseyi bu olaylara müdahale etmeli ve sorumluluğu ABD hükümetinden talep etmelidir. Bunu demokrat hükümetin İran İslam Cumhuriyeti'ne karşı yaptığı diğer açıklamaların yanına koyun. Öte yandan pek çok Amerikalının Amerikan tarihinin en tedbirsiz hükümeti olarak adlandırdığı hükümet, başarısız yöntemlerini bir sonraki Amerikan hükümetine dayatmaya çalışıyor gibi görünüyor.
Amerika'da bu fitneleri önleyecek aklı başında insanların mutlaka bulunur. İran halkı, ulusal egemenliğinin, toprak bütünlüğünün ve onurunun savunulması konusunda kararlılıkla hareket edeceğini gösterdi." açıklamasında bulundu.
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Rusya ile imzalanan kapsamlı stratejik anlaşmanın detaylarına ilişkin bir soruya yanıt olarak "İran ile Rusya arasındaki işbirliği anlaşmasının ekonomik, ticari, enerji, çevre, savunma ve güvenliğe ilişkin konularda farklı boyutları bulunuyor. Bu anlaşmanın hazırlanma sürecinin başlangıcı doksanlı yılların sonuna kadar uzanıyor. Bu belge, 1990'ların sonlarında iki ülke tarafından onaylanıp imzalanan uzun vadeli işbirliği anlaşmasının güncellenmiş halidir. Bu belge yaz başından beri iki ülke tarafından onaylanıyordu ve biz de bu iki belgenin iki cumhurbaşkanı tarafından imzalanması için doğru zamanı bekliyorduk. Otuz yıl boyunca İran ve Rusya işbirliklerini her alanda genişletmiş, zamanın gerekleri ve ilişkilerin düzeyi ve kapsamına göre önceki belgenin güncellenmesi gerekmiştir. Bu, İran ile Rusya arasındaki ikili ilişkileri güçlendirmeye yönelik ikili bir belgedir." ifadesine dikkat çekti.
Dışişleri Bakanı'nın Suriye'deki İslam hükümetinin bizim için tehlikeli olduğuna dair yaptığı bir alıntıya ilişkin sorulan soruya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü "Ben, siz ve diğer medya profesyoneli arkadaşlar, niteliği ve doğruluğundan şüphe edilebilecek haber ve raporları ciddiye almalı ve yeniden yayınlarken çok dikkatli davranmalıyız. Yayımlanan bu haber kesinlikle doğru değildir. Doğrulanması da çok kolaydır. Sayın Bakanımızın orijinal röportajlarına ve diğer yetkililerimizin sözlerine baktığınızda bu haberlerin gerçekten sahte olduğunu ve bölge ülkeleri arasında fitne çıkarmak amacıyla tasarlandığını görebilirsiniz. Günümüzde bölgedeki gelişmelere göre genellikle bu tür haberlerin hangi kaynaklardan, hangi kökenden yapıldığını, tartışıldığını tahmin etmek mümkün oluyor.'' yanıtını verdi.
Irak Başbakanı'nın İran ziyaretinin odağına ilişkin bir başka soruya ise İsmail Bekaî "Bu gezinin, İran ve Irak olmak üzere iki ülke arasındaki diplomatik temaslar çerçevesinde İran'ın saygın Cumhurbaşkanı'nın daveti üzerine gerçekleşmesi planlanıyor.
Cumhurbaşkanıyla gerçekleştirilecek bu görüşme ve görüşmede çeşitli alanlardaki ikili ilişkiler ele alınacak. Aynı zamanda iki ülke arasında halihazırda var olan mutabakatların uygulanmasına ilişkin istişarelerde bulunulacak. Önemi ve hassasiyeti nedeniyle başta Suriye olmak üzere bölgedeki gelişmeler de mutlaka bu gezinin gündemindeki konulardan biri olacaktır." dedi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, İran İslam Cumhuriyeti'nin Suriye'deki gelişmelere ilişkin tutumuna ilişkin bir soruya yanıt vererek " İran'ın Suriye'ye yönelik tutumu net ve gelişmelerin başından itibaren Suriyelilerin tercihine saygı duyduğumuz, Suriye halkının kararı ne olursa olsun tüm bölge ülkelerinin de saygı duyması gerektiği vurgulandı. Suriye'nin toprak bütünlüğü ve birliğinin korunması bizim ve tüm bölge için önemli, aynı zamanda ortak kaygılarımızı da dile getirdik.
Suriye, bölgesel veya uluslararası tarafların yıkıcı müdahaleleri olmadan kendi kaderine ve geleceğine karar verebilmelidir ve hiçbir şekilde terörizmin ve şiddet içeren aşırıcılığın arttığı bir yer haline gelmemelidir." ifadesini kullandı.
Bekaî, İran ile Avrupa arasındaki yeni tur müzakerelerin zamanı ve ayrıntılarına ilişkin bir soruya yanıt olarak "Bu görüşmeler, daha önce mutabakata varılan sürecin devamı niteliğinde olup İran ile Avrupa arasında Aralık ayında gerçekleştirilecek ve yeni turu 13-14 Ocak'ta Cenevre'de yapılacak olan müzakerelerle bağlantılı bir başka adımdır." diyerek "Görüşmelerde bölgesel meselelerden ikili ilişkilere, nükleer sorundan yaptırımların kaldırılmasına kadar pek çok konu ele alınacak." dedi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, İran ile ABD arasında olası müzakerelere ilişkin bir soruya yanıt olarak "Geçtiğimiz yirmi yıldaki müzakere süreci, İran'ın hiçbir zaman müzakere masasından kaçmadığını ve diyaloğa her zaman inandığımızı gösterdi. Dışişleri Bakanımız ayrıca, yaptırımların kaldırılması ve diğer tarafların nükleer programımızın mahiyetine ilişkin kaygılarının karşılıklı olarak ele alınması için onurlu müzakerelere hazır olduğumuzu da açıkça ifade etti. Bu, İran'ın sabit tutumudur ancak bunun nasıl yapılacağı, tam tersi yaklaşım ve eylemlerin ne olacağı tüm yönleriyle dikkate alınarak karar verilmesi gereken bir konudur." ifadelerini kullandı.
Lübnan'daki ateşkesin Siyonist rejim tarafından ihlal edilmesi ve İsrail rejiminin ilan edilen zamanda Lübnan'dan çekilmemesiyle ilgili bir soruya yanıt veren İsmail Bekaî "Bu rejimin geçmişi, hiçbir zaman taahhütlerinde ve vaatlerinde ciddi olmadığını, fırsat buldukça taahhütlerini ihlal ettiğini göstermektedir. Bu konuda kendilerini ateşkesin garantörü olarak ilan eden tarafların, bu rejimin ateşkesi tekrar tekrar ihlal etmesine izin vermemek konusunda doğrudan ve açık bir sorumluluğu bulunmaktadır."dedi
Sözcü Bekaî ayrıca "Bu davaların hem Lübnan hükümetindeki ilgili makamlar hem de bu sürece bir şekilde dahil olanlar tarafından ciddi bir şekilde takip edilmesi gerekmektedir." ifadesinin de altını çizdi.
yorumunuz