Nureddin Şirin 15 Temmuz 2016 darbesinin bir tek Türkiye’yi hedef almadığının altını çizerek ‘’15 Temmuz Amerikan emperyalizminin Türkiye’ye karşı, aynı zamanda da Ortadoğu’nun diğer ülkelerine özelde de direniş cephesini yönelik çok yönlü saldırısının gerçekleştiği tarihtir.’’ dedi.
Kudüs TV Genel Yayın Yönetmeni açıklamasını şöyle sürdürdü:
‘’15 Temmuz hem Türkiye’ye hem de bölgedeki direniş güçlerine karşı kapsamlı bir düşmanca saldırının adımıdır. Eğer 15 Temmuz darbesi Türkiye’de başarıya ulaşmış olsaydı bunun sonuçları sadece Türkiye’de değil bölgemizin genelinde görülecekti. Başta İran İslam Cumhuriyeti olmak üzere bölgedeki direnişin üslerine ve merkezlerine yönelik daha düşmanca saldırılar, kuşatmalar ve müdahaleler ortaya çıkacaktı.’’
Nureddin Şirin 15 Temmuz darbesinin başta ABD olmak üzere batı emperyalizmi için büyük bir yenilgi olduğunun altını çizerek açıklamasını şöyle sürdürdü:
‘Allah’a şükürler olsun ki 15 Temmuz darbe girişimi, Türkiye halkının ve hükümetinin el birliği ile başarısızlığa uğratıldı. Bu büyük ve tarihi bir zaferdir. Başka bir deyişle bu yüzyılın bir zaferidir. Çünkü Türkiye’de halkın meydanlara, caddelere, havalimanlarına çıkacağı ve kurşun yağdıran silahların, tankların, uçakların ve helikopterlerin karşısına geçerek üzerlerine yürüyeceği hayal bile edilemezdi.’’
‘’Ancak 15 Temmuz 2016 tarihinde hayal edilemeyen bu tablo gerçekliğe büründü. Öte yandan 15 Temmuz’un öncesine kadar Türkiye’de gerçekleşen askeri darbelerde siyasi iktidarların teslimiyeti, halkın korkması ve sinmesi söz konusu olurken 15 Temmuz darbe girişimi sırasında hem siyasi iktidar geri çekilmedi hem halk korkmayıp geri adım atmadı. Halk iktidarın, cumhurbaşkanının yanında yer aldı ve kahramanca bir direniş tablosu çizdi.’’
‘’Bu ABD’nin, NATO’nun, CIA’nın gerçekleştirdiği bir darbenin böylesi bir başarısızlıkla sonuçlanmış ilk örneği sayılır. Amerika Birleşik Devletleri ve özellikle CIA açısından 15 Temmuz başarısızlığı çok büyük bir yenilgidir. Yani bu olayı belki de ABD için yüzyılın hüsranı olarak nitelendirebiliriz. Çünkü ABD söz konusu darbe girişimi için uzun süre önce hazırlanıp çok farklı planlar tasarlamıştı.’’
15 Temmuz Darbesi Sırasında En Çok Destek İran’dan Geldi
Nureddin Şirin röportajın devamında şu ifadeleri kullandı:
‘’Şimdi insanlar darbenin nasıl bu şekilde başarısızlığa uğratıldığını Pek konuşmuyor. Darbenin başarısızlığa uğratılmasındaki ana etkenleri, darbenin asıl güçlerine karşı direnişin ana etkenlerini olması gerektiği gibi bilmiyor.
Ben bu bağlamda bir katkı sağlamak için bu meseleyi konuşmak istiyorum; Türkiye söz konusu darbe teşebbüsünü sadece kendi iç dinamikleri üzerinden başarısızlığa uğratmadı.
Elbette ki Türkiye, milletiyle, evlatlarıyla genciyle, yaşlısıyla, kadınlarıyla ve kısaca bütün unsurlarıyla milli bir bütünlük içerisinde şanlı ve destansı bir şekilde direnip tarih yazdı.Ama yine Türkiye’nin 15 Temmuz darbe girişimini püskürttüğü sırada en çok çok yanında İran İslam cumhuriyetini bulduğunu unutmamalıyız.’’
‘’Dünyada hiç beklenmedik bir denklem oluşmuştu yani ABD Türkiye’de bir darbeyle iktidarı devirmeyi ve kendi işbirlikçi düzenini oluşturmayı hedefliyordu. ABD buradan hareketle bölgede yeni bir askeri-siyasi müdahale zincirlemesinin kapısını açmayı planlamıştı ancak Türkiye ve İran’ın işbirliği ABD’nin planlarını tamamen bozmuş oldu.’’
Türk uzman Nureddin Şirin açıklamasına şu şekilde devam etti:
‘’Türkiye’de bu emperyalist ve şeytani darbe teşebbüsünün etkisizleştirilmesinde en büyük destek yine İran İslam Cumhuriyeti’nden geldi.
Çünkü İslam İnkılabı Rehberi İmam Hamaney ve onun emri altındaki bütün devrimci güçler başta olmak üzere Türkiye’de gerçekleştirilmek istenen bu darbenin emperyalist bir proje olduğunu, İslam’a, ümmete, bölgedeki İslami uyanışa ve direnişe karşı büyük bir düşmanca hamle olduğunu bilerek etkili bir şekilde Türkiye’nin yanında yer aldı.’’
‘’İran İslam Cumhuriyeti’nin bütün güçleri ve dinamikleriyle Türkiye’nin yanında yer alması aynı zamanda bir ümmet savunması, bölge savunması ve Müslüman ülkelerin savunmasıdır.’’
‘’Bu benzersiz dayanışma kardeş ve komşu İslam ülkelerinin birbirleriyle kader birliği yapması demektir. Bu aynı zamanda iki Müslüman ülkenin Amerikan emperyalizmi ve Siyonizm’in bölgesel projelerini başarısızlığa uğratma noktasında ortaya koyduğu bir işbirliğiydi. Bu olay İslami kardeşliğin stratejik derinliğini gösteren bir dayanışmaydı.’’
15 Temmuz’da İran’ın Türkiye’ye Destek Sürecinin Başındaki İsim; Şehit Kasım Süleymani
Nureddin Şirin 15 Temmuz darbe girişiminde Şehit Kasım Süleymani’nin Türkiye’ye destek bağlamında önemli bir rol aldığını belirterek ‘’Bu süreci yöneten isim ise Kudüs gücü Komutanı Şehit Kasım Süleymani oldu.’’ dedi.
Kudüs TV genel yayın yönetmeni açıklamalarını şöyle sürdürdü:
‘'Bu konuyu değişik biçimlerde basında, kamuoyuna dolaylı ve doğrudan anlatımlar ile belirttim.
Tükriye’deki emperyalist hamleyi püskürtmek için yanında yer alan İran İslam Cumhuriyeti’nin desteği ve işbirliği sürecinin başında olan isim şehit Hacı Kasım Süleymani oldu. Bunu birçok kaynaktan öğrenip onaylayabiliriz. Benim şahsen bu konuyu İran’da ve İran dışındaki birtakım kaynaklardan doğrudan ve dolaylı olarak teyit ettirme imkanım oldu.’’
‘’Ben bu konuda Şehit Kasım Süleymani’nin şehadetinden sonra onun hakkında yapılan iftiralara ve suçlamalara cevap noktasında yaptığım açıklamalarda bir televizyon programında bu meseleyi belirtmiştim. bu bağlamda Kasım Süleymani’nin darbenin etkisizleştirmesinde ne kadar etkili bir rol aldığını ve Türkiye ile çök yönlü etkin bir dayanışma içerisine girdiğini belirtmiştim.’’
‘’Bazıları buna şaşırıp nasıl böyle bir şey olabilir diye düşünmüştü. Bazı noktalardan bunu imkansız olarak nitelemişti. Ama Şehit Kasım Süleymani’nin Türkiye’deki bu darbenin önlenmesi ve başarısızlığa uğratılması noktasında, kardeş Türkiye’ye, İslam kardeşliği, Ümmet dayanışması, ümmetin genel çıkarları, esenliği ve güvenliği noktasında aktif bir dayanışma içerisine girdiği bir gerçektir.’’
‘’Burada Kasım Süleymani ifadesini tekil olarak isim üzerinden konuşmakla yetinmemek gerekir. çünkü mesele sadece bir kişinin tek başına ne yaptığı değil. O kişi daha büyük bir şeyi ifade etmektedir. O kişi bir gücü ve o gücün düşüncesini ifade etmektedir. Kasım Süleymani o dayanışmayı İslam İnkılabı adına, İmam Hamaney’in adına gerçekleşmiştir.’’
İmam Hamaney: ‘’Türkiye’nin güvenliğini İran’ın güvenliği olarak görüyoruz’’
‘’Nitekim İmam Hamaney’in kendisi geçtiğimiz aylarda Tahran’da üçlü zirve toplantısı olduğunda Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı kabulü sırasında yaptığı konuşmada ‘Biz sizin güvenliğinizi her zaman kendi güvenliğimiz olarak gördük. Size yapılan müdahalelere ve darbelere karşı sizin yanınızda durduk’ demişti.
Bu genel bir tanımlamaydı. Bu tanımlamanın içinde 15 Temmuz darbesi de yer alırken başka şeytani müdahalelere de atıfta bulunuyor’’
‘’15 Temmuz’u konuşurken İran İslam Cumhuriyeti’nin ortaya koymuş olduğu kardeşliğe ve böylesi belirleyici dayanışmasına Türkiyeli Müslümanlar olarak şükranlarımızı ve minnettarlığımızı sunuyoruz. Allah’ın izniyle İslam ümmeti kendi güçleriyle kendi dinamikleriyle komşular, kardeşler, halklar ve Müslümanlar olarak kaderini birlikte çizip İslam dünyasını, Kudüs’ü, Filistin’i birlikte özgürleştirecek. Müslüman ülkeler el ele vererek İslam dünyası üzerindeki emperyalist vesayeti ortadan kaldıracak. Biz Müslüman halklar yeni İslam medeniyetini kendi ellerimizle yeniden inşa edeceğiz.’’
Kudüs TV Genel Yayın Yönetmeni Nureddin Şirin İRNA Türkçe Servisi'ne verdiği özel röportajın sonunda ‘’15 Temmuz şehitlerini burada rahmet ve minnetle anarken aynı zamanda menfur darbenin etkisizleştirilip başarısızlığa uğratılmasında çok büyük payı olan şehit Kasım Süleymani’yi de rahmet ve minnetle andığımızı yine belirtmek isterim.’’ ifadelerine yer verdi.
yorumunuz