Cenevre'deki İnsan Hakları Konseyi'nin 49. oturumu sırasında BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet ile bir araya gelen Garipabadi, 'Gerçekçi olmayan raporlarıyla İran'a atanan raportör, pratikte siyasi bir araç haline geldi ve insan hakları raportölerinin çalışmalarını düzenleyen tüm kuralların ötesinde, esasen görevlerine aykırı alanlara girdi' dedi.
İran İslam Cumhuriyeti'nin, ülkenin anayasasından ve dini standartlarından kaynaklanan insan haklarını geliştirme iradesini vurgulayan Garipabad, yeni hükümetin ve yargının insan haklarını geliştirmek için özel pratik ve nesnel önlemler aldığını ve bu yolda ilerlemeyi amaç edindiklerini belirtti.
UPR olarak adlandırılan ülkelerin insan hakları kurslarının gözden geçirilmesi mekanizmasını, ülkelerin insan haklarını geliştirmenin en iyi yolu olarak gördüklerini ifade eden Garipabadi, 'Buna göre İran, İnsan Hakları Konseyi'nin şu anki oturumuna sunacağı bir buçuk yıl boyunca insan hakları gelişmeleri üzerine bir vaka çalışması hazırladı' değerlendirmesinde bulundu.
Özel Raportörün elleri İran milletinin kanına bulanmış terörist grupların yanlış bilgilerini yaymak için bir kanal haline geldiğini kaydeen Garipabadi, 'Bu terör örgütü artık başkentlerde serbestçe dolaşan ve raportör atanmasına ilişkin rapora sponsor olanların İran milletinin aleyhine çalışıyor' diye konuştu.
Görüşme sırasında İnsan Hakları Kurulu Sekreteri, bu terör örgütünün üyelerine yönelik terör eylemlerinden etkilenen 12 bin kişinin imzasını içeren bir dilekçeyi İnsan Hakları Yüksek Komiserliği'ne sunduklarını belirterek, grubun İran'da 12 binden fazla masum insanı katlettiğini ve halen terörist niteliğini koruduğunu, ancak ne yazık ki Avrupa ve ABD'de serbestçe dolaştığını ve terör operasyonlarını planlayıp yönettiğini söyledi.
Garipabadi dün Cenevre'deki BM İnsan Hakları Konseyi'nin üst düzey toplantısına katılarak, konsey üyelerine İran'ın tutumunu açıkladı.
Twitter'da Takip Ediniz. @Irna_Turkish
yorumunuz