Zöhre İlahiyan'ın başkanlığındaki İslami Şura Meclisi İnsan Hakları Komitesi, Avrupa Parlamentosu İnsan Hakları Komitesi Başkanı'na hitaben yayınladığı bildiride, İran karşıtı insan hakları ihlalleri ile ilgili alınan kararın uluslararası hukuk ve yasalara aykırı olduğunu ifade ederek, 'Avrupa Parlamentosu'nun 17 Aralık 2020 tarihli P9_TA-PROV (2020) 0337 sayılı Kararı, benim ve İslami Şura Meclisi İnsan Hakları Komitesi'ndeki meslektaşlarım için büyük bir şaşkınlık ve memnuniyetsizlik yarattığını bildirmek isterim' denildi.
Açıklamada, 'Bildikleri gibi, ceza kanun ve yönetmeliklerinin oluşturulması ve uygulanması ile suçluların hukuka ve geleneksel ilkelere uygun olarak yargılanması, ülkelerin vazgeçilmez hakları arasında ve kendi yargı yetkisi dahilindedir. Buna göre İran İslam Cumhuriyeti Yargı Erki, suç ve cezaların hukuka uygunluğu ve masumiyet ilkesini gözeterek sanığı adil yargılanma ve sanık haklarına saygı ilkelerine uygun bir süreçle yargılamıştır' ifadesine yer verildi.
Açıklamanın devamı şu şekildedir:
'Avrupa Parlamentosu'nun, uluslararası hukukun ilke ve uygulamalarına aykırı biçimde ve saygılı bir diyaloğu desteklemek yerine alışılmadık bir hareketle ve parlamentolar arasındaki ortak ilkelere bağdaşmayacak yöntemle, İran vatanaşlarının insan haklarına ilişkin iddialarda bulunarak insan hakları ihlalelleri ile ilgili karar almıştır.
Avrupa Parlamentosu'nun İran İslam Cumhuriyeti'ndeki insan hakları konudu ve suçlulara yenilikçi ve seçici yaklaşımı, dar görüşlü siyasi garezlerine ulaşmak için insan haklarının yüce kavram ve değerlerinin kötüye kullanılmasıdır ve dünyanın özgür ve bağımsız ülkeleri açısından bir meşruiyeti ve yasal etkisi yoktur.
Avrupa Parlamentosunun asılsız iddiaları, Avrupa'nın insan haklarını koruma konusundaki eski ve modası geçmiş politikasının bir devamıdır ve Birliğin insan hakları iddialarını dünyanın özgür ve bağımsız uluslarının kamuoyunda daha da itibarsızlaştıracaktır.
Avrupa Parlamentosu'nun ABD'nin acımasız ve tek taraflı yaptırımlarına eşlik ederek büyük İran halkına karşı ekonomik terörizme yol açan bu kararı alması, utanç verici ve kınanacak bir konudur. Avrupa'nın şu anda 80 milyondan fazla İran vatandaşının, özellikle de kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve hastaların en temel haklarını ihlal ettiği açıktır.
Avrupa Parlamentosu insan haklarını inceleyerek ülkelerin iç işlerine müdahale etmeye çalışmak yerine, Avrupa hükümetlerinin cezasızlığıyla başa çıkmak için olağan mekanizmaları benimsemesi daha iyiydi. Böylece Avrupa artık Saddam'ın diktatörlüğü sırasında 17 binden fazla İranlı ve binlerce Iraklının kanının dökülmesine ve aynı zamanda Batı Asya bölgesini de istikrarsızlaştıran HMÖ gibi teröristler için güvenli bir liman ve sığınak olmazdı. Soru şu ki, Avrupa Parlamentosu suçluları tespit etmek, kovuşturmak ve onları ülkelerine iade etmek için şu ana kadar hangi pratik adımları attı?
Avrupa Parlamentosu'nun sayın üyelerini, Müslüman azınlığın haklarının ağır ve sistematik şekilde ihlalini ve Avrupa'da azınlık gruplarının temel haklarının ihlal edilmesini, artık adalet ve halk önünde utanmasınlar diye incelemeye çağırıyoruz.
İran İslami Danışma Meclisi'nin, İran halkının çıkar ve menfaatlerini desteklemek için Yargı Erki'nin adaleti uygulamadaki yasal işlemlerini tam tam olarak desteklediğini vurgulamakla birlikte İran vatandaşlarının haklarının çiğnenmesine izin vermeyeceğini ve konuyu takip etmek için karşılıklı tedbir hakkını saklı tuttuğunu ifade etmek isteriz.'
Twitter'da Takip Ediniz. @Irna_Turkish
yorumunuz