Görünmeyenlerin dili, gizemlerin tercümanı, mistiklerin dili olarak bilinen Hafız-ı Şirazi (doğum H. 727 - ölüm H. 792 ), 8. yüzyılın İran şairidir Hafız-ı Şirazi.
Hafız-ı Şirazi Kur'an'ı ezberleyerek "hafız" sanını aldığı, yapıtları üzerine yapılan çalışmalardan ise iyi bir medrese eğitimi gördüğü; hadis, fıkıh, kelam ve tasavvuf okuduğu anlaşılmaktadır.
Hoca Şemseddin Muhammed Hafız-ı Şirazi, eserleri sadece İran'da değil, yüzyıllar boyunca tüm dünyada ünlü olan İran'ın en ünlü şairlerinden biridir.Hafız'ın şiirlerinin konusu çok çeşitli ve şiirleri geleneksel İran müziği, görsel sanatlar ve hat sanatında kullanılmaktadır.
Hafız'ın Divanı, 50 yılı aşkın sürede yazılmış 500 gazel, 42 dörtlük ve birkaç kasideyi içermektedir.
Hafız, ortalama olarak yılda sadece 10 gazel sçylemiştir ve 50 yılda Divanını yazmıştır.
İran, Afganistan, Hindistan, Pakistan, Türkiye ve hatta batı ülkelerindeki kütüphanelerdeki Hafizin Dıvanının basit veya yaldızlı el yazması eserlerin sayısı diğer Farsça divanlardan daha fazladır.Hafız'ın Divanı'nda yer alan özel bir nokta, farklı içerik ve kelimelere sahip versiyonların çokluğu, bu da redaktörler arasında sayısız ve bazen çelişkili düzeltmelere neden oluyor.
İran, Afganistan, Hindistan, Pakistan, Türkiye ve hatta Batı ülkelerindeki kütüphanelerdeki basit veya yaldızlı el yazması eserlerin sayısı, diğer tüm Farsça divanlardan daha fazladır.
Hafız'ın mezarı, Şiraz kentinde Hafıziye bölgesinde , şiirleriyle karıştırılmış hayat veren çiçeklerin kokusu ve güzelliği ile dolu bir alanda yer almaktadır.
günümüzde burası en önemli turistik mekanlardan biridir ve ülke içinde ve dışında birçok turist bu bölgeyi seyahat ederek bu değerli anıtları tanımaktadır.
Hafız'in Divanı şu ana kadar farklı dillere çevrildi ve yayınlandı.
Hafız’dan etkilenen Alman şairi Goethe West-Östlicher Divan (Batı-Doğu Divanı) adlı eseri kaleme almış.
Kaside, rubâî ve kıtalar da yazmış olmasına rağmen Hâfız şöhrete gazelleriyle ulaşmıştır. Daha önce gazel söyleyen bütün üstatların meziyetlerini kendinde toplaması sebebiyle gazelleri Fars edebiyatında türünün en gelişmiş örnekleri sayılır. Önceki şairler gibi gazellerinde mecazi anlamlar da taşıyan aşk ve şarap meclislerini terennüm etmiş ve bazan başka şairlerin beyitlerini kendi gazellerinin arasına serpiştirmiştir.
Hâfız’ın şiirlerindeki âhenk ve akıcılık yanında dilinin sade, tekellüfsüz ve veciz olması şöhretinin en önemli sebeplerinden biridir. Onun bu özellikleri tezkirelerde de ifade edilmiştir. Abdurrahman-ı Câmî, Hâfız’ın gazellerinin âhenk ve akıcılıkta Zahîr-i Fâryâbî’nin kasideleri değerinde, üslûbunun da Nizârî-i Kuhistânî’nin üslûbuna yakın olduğunu, ancak Nizârî’nin şiirinin zayıf tarafları olmasına karşılık Hâfız’ın şiirlerinde hiçbir sunîlik görülmediğini söylemektedir (Bahâristân, s. 160-161).
Her türlü ilmî, ahlâkî, felsefî mazmunları ihtiva eden gazellerinde değişik vezinler kullanan Hâfız, şiirlerinde birçok edebî sanata yer vermesine rağmen mâna ve ifadeyi bu sanatlarla boğmamıştır. Arap şairlerinin divanlarıyla çok meşgul olmuş, bunun etkisiyle gazellerine ve bilhassa mülemma‘larına sevgiliye hitap ederek ve ona selâm göndererek başlamıştır.
Hâfız’ın divanı fal kitabı olarak da kullanılmıştır. Falını öğrenmek isteyen kişi divanı eline alıp bir tür tekerlemeye benzeyen, “Ey Hâfız-ı Şîrâzî / Ber mâ nazar endâzî / Men tâlib-i yek fâlem / Tû kâşif-i her râzî” (Ey Şîrazlı Hâfız! Bize bakmaktasın. Ben bir sır istiyorum, sen ise bütün sırları açıklıyorsun) cümlelerini söyledikten sonra açtığı divanın sağ veya sol sayfasını falı olarak kabul eder ve o sayfadaki gazelden kendi davranışlarıyla ilgili sonuçlar çıkarır.
Bugün Hafız Divanı tüm evlerde bulunmakta ve ülkemiz halkı Nevruz veya Yalda gecesi gibi çeşitli törenlerde Hafız'ın kitabıyla falcılık kullanmaktadır.
İranlılar, buluşmalarda, dost meclislerinde, evlerde, pikniklerinde, kısaca bir araya geldikleri her yerde Hafız’ın gazellerini okumayı seviyor. Olağanüstü dil inceliği, lirik anlatım yeteneği ile yazılmış Hafız’ın gazelleri duyguları harekete geçirmeye yetiyor.
Hafız'ın şiirinin özellikleri
Hafız'ın şiirlerinin en önemli özelliklerinden biri yorumlama gücüdür. herkes duygusal durumuna ve ruh haline göre şiirin özel bir yorumuna sahip olacak, sanki Hafız o şiiri sadece o an ve o kişi için yazmış gibi!
Goethe ve Emerson, Hafız'e hayranlık duyan en ünlü kişiler arasındadır, ve İkisi de Hafız'ın şiirlerini İngilizceye çevirdi ve Şiirleri derinlemesine inceledikten sonra Goethe, "Hafız gibi birisi bulunamaz'dedi. '
Hafız’ın Türbesi
Hafız daha yaşarken şöhreti İran sınırlarını aşmıştır. Hayatı boyunca kısa bir süre dışında Şiraz’dan dışarı hiç çıkmamıır. Öldüğünde de tüm ömrünü geçirdiği Şiraz’a gömülmek isteyen Hafız’ın dileği yerine getirilmiş. Halk arasında “Hafıziye” olarak bilinen ve şimdilerde türbe olan yere defnedildi.
Twitter'da Takip Ediniz. @Irna_Turkish
**9406**9489
yorumunuz