İRNA Genel Müdürü Hüseyin Cabiri Ensari, “7 Ekim Değdi Mi?” başlıklı bir seminerinde şunları "Filistin hakkında çok fazla konuştuk ama pratikte bir şey yapmadık ve İsrail’i en az tanıyan biziz.” ifadelerini kullandı.
Cabiri Ensari, Filistin’de yaşananların, yerel halkın haklarının sınırlandırılması ve ihlali temeline dayandığını, buna belirli eklemeler ve farklı özellikler eklendiğini belirtti. Bu özelliklerden birinin de belirli bir etnik grup altında gerçekleşen olaylar olduğunu vurguladı.
Filistin’de farklı hareketlerin ortaya çıktığını ve Arap devletlerinin Filistin’e yardımdan uzaklaştığını hatırlatarak, Mısır’ın İsrail ile barış yaptığını ve şu ana kadar Filistin’in güneybatıdan Arap kardeşleri ve Mısır tarafından kuşatma altında olduğunu söyledi.
İRNA Genel Müdürü konuşmasının devamında “Bir milletin önünde başka bir yolun kalmadığı, barış ya da klasik savaşın hiçbir umut ışığı sunmadığı ve tek yolun direniş olduğu bir durumda, 7 Ekim, işgal edilmiş bir toprağın halkı için en doğal tepkiydi.” dedi.
7 Ekim olaylarının nedenine değinen Cabiri Ensari
“Bir millet, 20 yıl boyunca liderliğinin ölümünden sonra, barışa kendini adamış bir lideri olduğu halde, sonunda onun barışın önünde bir engel olduğu söylenerek zehirlenip öldürüldüğünü gördü. Arap devletlerinin işgal altındaki halkı işgalci devletle yalnız bırakması, başka bir seçenek bırakmadı.” açıklamalarında bulundu.
Cabiri Ensari, 7 Ekim olaylarının, İsrail rejiminin, Orta Doğu’da ABD’nin yerini almasını hedefleyen Abraham Projesi’ni ve normalleşme sürecini tamamen alt üst ettiğini belirterek Gazze’nin bir son değil, Kudüs’ün özgürlüğe kavuşmasının başlangıç noktası olduğunu söyledi.