Tahran, IRNA- Uluslararası kabul edilmiş kuralları hiçe saymak ve siyasi hedefler için terör, tahrip ve diğerlerin haklarına tecavüz yıllardır etkisini kaybetmiştir.

İki yıldan beri İran’a ait toplam 12 gemi 14 kez Kızıldeniz ve Akdeniz’de teröristle tarafından saldırıya uğramıştır. BU saldırıların çoğunun sorumluluğunu Siyonist rejim direkt veya endirekt olarak kabul etmiştir bu da bu rejimin uluslararası taşımacılık hatlarını istikrarsızlığa sevk ettiğinin göstergesidir.

Siyonist rejimin eski başbakanı Netanyahu 3 sene önce bir deniz üstünde yaptığı açıklamada, ‘’ Bu güç İran’ın petrol ambargosunda daha önceli bir rol üstlenmektedir.’’ Dedi.

Gerçi Netanyahu yapılanlara işaret etmedi fakat bu rejimin denizaltıları ve diğer teçhizatlarının bu yönde askeri gülerinin bir bölümü olduğunu belirtti ve bu rejimin sorumluluğunu kabul etti.

İran gemisi Saviz de saldırıya uğradığı zaman, batıya bağlılıkları açık olan  New York Times ve El Arabiye  de saldırının İsrail komandoları tarafından yapıldığını bildirdiler.

Daha sonra Wallstreet Journal da İran’ın 12 gemisinin saldırılardan zarar gördüğünü belirterek, ‘’ İsrail bu saldırılarla İran’ın petrol ihracatını kesmeye çalıştı.’’ Diye yazdı.

Tüm bu yazılar ve itiraflar yayınlanırken, Siyonist rejimin yaptıklarına batılı ülkeler ve hatta uluslararası kurumlar tarafından bir tepki verilmedi.

Son bir iki haftada, batılı medya ve onlara bağlı medya tarafından İran korkusu yaymak için ve Fars Körfezi ile Umman Denizinden istikrarsız görüntü vermek için yeni yalanlar ortaya atılmaktadır.

Bu çabaların birinci hedefi ABD’nin nükleer müzakerelerde öne sürdüğü fazla ve mantıksız isteklerinin İran tarafından kabullenmesi için ABD, İngiltere ve Siyonist rejim uluslararası bir koalisyon yaramak, ikinci hedefi ise uluslararası kamuoyunu İran’ın menfaatlerine zarar vermek için ikna etmektir.

Dünya şu an batılıların bir çifte standardını daha izlemektedir. Bu çifte standart özellikle uluslararası istikrar ve güvenlikle kendini göstermektedir. Batılılara göre Siyonist rejimin devlet terörizmi meşru savunmadır ve onların yaptıklarına karşı gelmek de istikrarsızlık yaratma anlamı taşımaktadır.

Bu ortamda kimse, diğerlerinin menfaatleri zarar gördüğünde eli kolu bağlı oturmasını bekleyemez, diğer bir ifade ile güvenlik ya herkes için var veya kimse için yoktur.

Batı günümüz dünyasının değiştiğini algılamalıdır ve artık bağımsız devletler ve milletler batının saldırganlığı, vahşeti ve propagandası karşısında susmasının beklenmesi mümkün değildi.

Bu bağlamda ABD ve tüm dünyadaki müttefikleri onların terörist eylemlerinin kamuoyunu ikna etmediği gibi, kati yanıt alacağını bilmelidir.

Twitter'da Takip Ediniz. https://twitter.com/Irna_Turkish

2012